Haczin kaldırılmasına ilişkin icra mahkemesi kararlarının kesinleşmeden infaz edileceği- Daha önce haciz kabil olmayan bir malın, daha sonra durum ve şartların değişmiş olması hâlinde haczi kabil hâle gelebileceği- Alacaklı vekili "borçlu belediyeye ait haciz talep ettiği araçların belediye meclis kararı ile fiilen kamu hizmetinde kullanılma durumunun ortadan kalktığını" ileri sürdüğünden, mahkemece bu husus değerlendirilerek, icra müdürlüğünün haciz talebinin reddine ilişkin kararının yerinde olup olmadığının incelenmesi gerektiği-
Bankaya, "sözleşmelerden doğan mevcut ve müstakbel borçların teminatı olarak banka nezdindeki maaş hesaplarından bloke, rehin, hapis, virman ve mahsup işlemleri suretiyle alacağını tahsil yetkisi" veren sözleşme hükümlerinin İİK 83/a gereğince geçerli olmadığı- Banka tarafından davacının maaş hesaplarına bloke konulmasının hukukî dayanağı bulunmadığı gibi geçersiz sözleşme hükümlerine dayalı ve İİK’nın 83. maddesine aykırı bir şekilde tahsil edilen meblağın davacıya iadesi gerektiği- "Taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinin esas alınması gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Vücut ve sıhhate verilen zararlar için ödenen "manevi tazminat alacağının" haczi mümkün olmadığından (İİK. 82/1-11), takas da edilemeyeceği-
Borçlu belediyenin İSPARK'tan aktarılan park yerleri işletme gelirleri payına ilişkin gelirinin, 3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 44/son maddesine dayanılarak çıkartılan yönetmeliğin 10 ve 11. maddelerinde düzenlenen otopark geliri niteliğinde olmadığı dolayısıyla haczine engel bir düzenlemenin bulunmadığı anlaşıldığından, söz konusu hesaba ilişkin şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken tüm hesaplar yönünden haczin kaldırılmasına dair hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
İcra müdürlüğünün haczin kaldırılması kararı Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihinden önce olduğundan ve müdürlüğün karar tarihi itibariyle meskeniyet şikayetinden elde edilmek istenen gaye fiilen gerçekleşmiş olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesi’nce, şikayete konu haczin kaldırıldığı nazara alınarak "konusuz kalan şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına" hükmedilmesi gerektiği-
Kültür varlığı niteliğindeki menkullerin 2863 s. Kanun ve ilgili mevzuata uygun olarak haczinin mümkün olduğu- Müze Müdürlüğü yazısında; "dava konusu eserlerin monte edildiği evin satın alınması nedeniyle 7 adet eserin üçüncü kişiye ait taşınmazın mülkiyeti içinde kaldığı, ancak 7 adet kültür varlığının borçlunun koleksiyonu dışında hiçbir koleksiyona kaydedilmediği, dava konusu kültür varlıklarının 'devlet malı' niteliğinde olması nedeniyle Kültür ve Turizm Bakanlığının mülkiyetinde olduğu ve anılan kültür varlıklarının Müze Müdürlüğüne getirildiği ve koruma altına alındığının" bildirildiği, bilirkişi raporunda, "söküm esnasında yapıya herhangi bir zarar verilmediği, yapıdan alındığı için taşınmazın bütünlüğü ve taşıyıcı sistemine zarar vermeyeceğinin" belirtildiği, Müzeye taşınan kültür varlıklarının yapıdan ayrılırken zarar gördüğüne dair dosya da bilgi belge de yer almadığı anlaşıldığından, üçüncü kişinin açtığı istihkak davasının (devlet malının haczedilmezliği ilkesi gereği) "dava şartı yokluğundan usulden reddi" yerinde "esastan reddi" gerektiği-
Borçlunun ölümü ile alacaklı tarafından takibin mirasçılara yöneltilmesi ve bu konuda muhtıra tebliğinden sonra, mirasçılar haczin kendilerine tebliğ tarihinden ya da öğrenmeleri halinde bu tarihten itibaren yedi günlük sürede kendileri adına haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakları olduğu- Borçlunun vefatı nedeniyle muris yönünden haczedilmezlik şikayetinin konusu kalmadığından, mahkemece istemin reddi gerektiği-
Meskeniyet iddiasına ilişkin yargılamanın devamı sırasında icra müdürlüğünün dosyanın infazen kapatılması ile hacizlerin fekkine karar verdiği ve anılan karar doğrultusunda taşınmaz üzerine konulan haczin terkin edildiği anlaşıldığından, mahkemece, şikayet tarihinden sonra davaya konu haczin kaldırıldığı nazara alınarak "şikayet konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi gerekeceği-
Her haczin yeni bir şikayet hakkı doğuracağı; borçlunun haczedilmezlik şikayetinin süresinde olup olmadığının araştırılması gerektiği-
Bir kamu kurumu(üniversite) aleyhine başlatılan icra takibi sonucunda, icra takibinin kesinleşmiş olmasında rağmen borcun ödenmemiş olması halinde, alacaklı "eşitlik ilkesinin" , "adil yargılanma ve mülkiyet hakkının" ihlal edilmiş olduğunu ileri sürebilir mi?