Borçlunun halen kayden maliki olduğu ve köy tüzel kişiliğinden satın aldığı (Köy Kan. ek mad. 13'e göre) arsa üzerine, köy tüzel kişiliğince 5 yıl süreyle ev yapmayanlara karşı tapularının iptalini sağlayan yargı kararının alınmadığı anlaşılmış olup, takyidat süresinin sona erdiği 10 yıllık süreden sonra konulan haczin yasaya uygun olduğu kabul edilerek şikayetin reddine karar verilmesinin gerektiği- 
Emeğin değerinin, sermayenin değerinden daha fazla olduğu görülürse “bir mesleğin” varlığına, aksi takdirde “bir teşebbüsün söz konusu olduğuna” hükmedileceği-  Borçlunun yaptığı işte onun kişisel çalışması ve faaliyeti ön planda, sermayesi ve yararlandığı yabancı iş gücü ikinci planda gelmekte ise, borçlunun bir meslek sahibi sayılır ve bu meslek için gerekli aletler haczedilemeyeceği- Diş hekimi olan borçlunun "meslek sahibi" olarak kabul edilmesi gerektiği ve mahkemece alınacak bilirkişi raporuyla haczedilen menkullerin borçlunun mesleği için zorunlu olan alet ve edevat olup olmadığı tespit edilerek, zorunlu olduğu tespit edildiği takdirde haline münasip alabileceği alet ve edevatın değeri belirlenip, haczedilen mahcuzların değerinin bundan fazla olması durumunda, bedelinden haline münasip bir kısmı ihtiyacını karşılayabilmesi amacıyla borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılmasına ve satış bedelinden kalanının alacaklıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, borçlunun yaptığı işin "sermaye ağırlıklı" olduğu kabul edilerek yetersiz bilirkişi raporuna dayalı hüküm tesis edilmesinin isabetsiz olduğu-
Herhangi bir şeyin tamamının veya hissesinin üzerinde adi ortaklığın mülkiyetinin var olabilmesi için, bu şeyin adi ortaklık adına kayıtlı olması gerektiği- Haciz uygulanan taşınmaz hisseleri ile araçların adi ortaklık adına değil, borçlu şirket adına kayıtlı olduğu anlaşıldığından, mahkemece haczin kaldırılmasına yönelik şikayetin reddi gerekeceği-
Yedi günlük haczedilmezlik şikayetine ilişkin sürenin öğrenme tarihinden başlayacağı- Borçlunun icra müdürlüğüne yaptığı müracaat ile bu haczi öğrendiğinin kabulü ile daha sonra icra mahkemesine yaptığı meskeniyet nedenine dayalı haczedilmezlik şikayetinin, yasal yedi günlük süreden sonra yapıldığından reddi gerekeceği -
Haczedilmezlik şikayetinin, 103 tebliğiyle veya öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gerektiği-
Borçlunun halen kayden maliki olduğu ve köy tüzel kişiliğinden satın aldığı arsa üzerine, takyidat süresinin sona erdiği 10 yıllık süreden sonra konulan haczin yasaya uygun olduğu-
Somut olayda, borçlu hakkındaki takip kesinleştiştiğinden, icra müdürlüğünce verilen haciz ve seferden men kararı yerinde olup, istemin reddine karar verilmesi gerektiği-
Haciz tarihinde takipte taraf olmayan üçüncü kişi adına kayıtlı olan taşınmazın, borçlunun borcu için haczinin mümkün olmadığı- Taşınmazları ihale yolu ile satın alan üçüncü kişinin taşınmazlarının, tarafı olmadığı tasarrufun iptali davası sonucunda verilen karara dayalı olarak haczedilmesinin usulsüz olduğu-
İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendine dayalı meskeniyet şikayeti, İİK.'nun 16/1.maddesi uyarınca yedi günlük süreye tâbi olacağı, bu sürenin, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı, borçlunun şikayet hakkının her haciz nedeniyle yeniden doğacağı- Somut olayda taşınmaz üzerine konulan 05.09.2014 tarihli haciz, yeni bir haciz olup, her haciz yeni bir şikayet  hakkı vereceğinden, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvurunun,  İİK.'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süre içinde olduğu -
Taşınmazın tapu kaydındaki ipoteğin zorunlu ipoteklerden olup olmadığı, zorunlu olmayan ipoteklerden olduğunun anlaşılması halinde, ipoteğin haciz tarihinden önce kalkıp kalkmadığı yöntemince araştırılmadan, aynı taşınmaza bir icra dairesinin  takip dosyasında yapılan kıymet takdirinde farklı kıymet biçilmesine ve kıymet takdiri tarihi üzerinden yaklaşık 1 yıl geçtiği halde mahkeme dosyasında taşınmazın değerini farklı olarak belirleyen ve kendi içinde çelişkili bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması, ayrıca icra müdürlüğünün  takip dosyasından şikayete konu taşınmaza yönelik haciz işlemi yapılmadığı tespit edilmesine rağmen bu icra dosyası yönünden de haczin kaldırılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-