Kesinleşen bir icra takibinde, alacaklının haciz talebi hakkında, icra müdürlüğünün istisnai haller dışında takdir yetkisi olmayıp, haciz talebinin yerine getirilmesi gerektiği, henüz ödeme emri tebliğ edilemeyen borçlular yönünden düzenlenecek ödeme emrinde, alacaklı olarak temlik alacaklısının gösterilmesi ve temlik hususunun belirtilmesi gerektiği- İcra müdürlüğünce, temlik muhtırasının borçlulara tebliğ edilmemiş olması nedeniyle masrafı verildiğinde temlik muhtırası ile beraber yenileme emrinin tebliğ edilmesine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Meskeniyet şikayetinde bulunulabilmesi için, borçlunun adına kayıtlı meskende bizzat oturmasının şart olmadığı gibi, burayı kiraya vermesinin de bu talepte bulunmasına engel olmadığı; borçlunun birden çok taşınmazı olması halinde de bunlardan biri hakkında meskeniyet şikâyetinde bulunabileceği; alacaklının da şikayete konu edilmeyen diğer gayrimenkulleri sattırarak alacağını tahsil edebileceği-
Borçlu şirketin faaliyetinin, sermayenin önem kazandığı teşebbüs olarak nitelendirilmesi gerekeceğinden, mahcuz sermaye ağırlıklı makinaların İİK. mad. 82/1-2 kapsamında sayılan haczedilemeyecek "mesleki eşya" olarak kabul edilemeyeceği, bu maddenin gerçek kişiler yönünden uygulanabileceği-
Borçlu şirketin faaliyetinin sermayenin önem kazandığı teşebbüs olarak nitelendirilmesi gerekeceğinden, mahcuzların İİK'nun 82/1-4.maddesi kapsamında sayılan haczedilemez nitelikte mesleki eşya olarak kabulünün mümkün olmadığı-
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; taşınmazın üst katı ve zemin katının değeri belirlenmiş ve davacının haline münasip bir dairesi olduğu belirtilmiş ancak; borçlunun daha mütevazi niteliklere sahip yerlerde haline münasip meskeni edinebileceği miktarın belirlenmesi zorunlu olup raporda bu hususta herhangi bir tespit yapılmadığından; mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınarak, taşınmazın toplam değeri ile borçlunun bulunduğu yerden daha mütevazi koşullara sahip yerlerde haline münasip evi alabileceği değerin belirlenerek, bu tespitlerden sonra borçlunun haline münasip evi alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazına tapuda haiz şerhi düşüldükten sonra ikinci bir haczin de olmadığının anlaşıldığı- Meskeniyet şikayetinin süreden reddine dair kararın onanması gerektiği-
Haczedilmezlik şikayetinin yedi günlük yasal sürede yapılmadığında reddedilmesi gerektiği-
Bilirkişi raporunda, meskeniyet iddiasına konu taşınmazın değerinin tespit edildiği anlaşılıp, borçlunun yaşadığı ilçede daha mütevazi vasıfları taşıyan alabileceği haline münasip evin değer belirlenmediğinden; raporun bu haliyle hüküm kurmaya elverişli olmadığı; mahkemece, borçlunun yaşadığı ilçede, daha mütevazi vasıfları taşıyan haline münasip evi alabileceği değerin tespit edilmesi, bu tespitlerden sonra borçlunun haline münasip ev alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerektiği-
Tebligatta, muhatabın adreste bulunmadığını iş takibinde olduğunu beyan eden komşunun ismi belirtilmemiş olup tebligat bu haliyle Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine uygun olmadığından yapılan tebliğ işleminin de usulsüz olduğu- Borçlu malikin meskeniyet şikayetinde bulunabileceği-
Meskeniyet şikayeti üzerine icra mahkemesince "taşınmazın borçlunun haline münasip mesken alabileceği değerden aşağı olmamak üzere satılmasına" karar verilmesi gerekeceği-