Adi ortaklığı oluşturan şirketlerden birisi olan borçlu şirketin borcundan dolayı, adi ortaklığın istihkak alacağı üzerine haciz konulamayacağı-
Tasarrufun iptali davasında şikayetçinin davanın tarafı olarak yer almadığı, tasarrufun iptaline yönelik kararın ancak davanın tarafları arasında hüküm ifade edeceğinden şikayetçi yönünden hukuki bir sonuç doğurmayacağı, anılan karara dayanılarak şikayetçinin taşınmazlarına haciz konulmasının usulsüz olduğu-
İcra memurunun takdir yetkisinin, İİK mad. 82 kapsamında malın haczi kabil olup olmadığı ile sınırlı olup, icra müdürünün bunun dışında, haczi istenen mal veya hakkın üçüncü kişiye ait olduğu gerekçesiyle haciz talebini reddetme yetkisi olmadığı- Üçüncü kişinin istihkak iddiasında bulunabileceği veya diğer haciz alacaklısının, ilerde yapılacak sıra cetveline itiraz veya şikayet niteliğindeki başvurularında hacze iştirakın geçerli olmadığının ileri sürülebileceği-
Üçüncü kişinin finansal kiralamaya konu mallara yönelik yaptığı haczedilmezlik şikayetinin öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük süreye tabi olduğu-
Asıl olan borcun ödenmesi olup, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu semtte veya o yere yakın semtte meskeninin bulunması zorunlu olmadığından, borçlunun daha mütevazi semtlerinde edinebileceği haline münasip meskenin değerinin belirlenmesi gerektiği, başka mahkeme tarafından yapılan keşif icrası ile alınan bilirkişi raporuna dayanılmasının da isabetsiz olduğu-
Bozma ile kesinleşen hususların yeniden temyiz sebebi yapılmasına usul hükümlerinin elvermediği- Haczin kesinleşmesinden iki (şimdi; bir) yıllık süre içerisinde satış istenmediği taktirde haczin düştüğünün kabulü gerektiğinden şikayetin konusuz kaldığı-
Adi ortaklıklarda, ortakların borçlarından dolayı takip yapılması halinde, ortağın ancak kar payı veya tasfiye payına haciz konulması mümkün olup, tüzel kişiliği bulunmayan ortaklığa ait bir mal veya alacak üzerine haciz konulamayacağı, bu hükümlere aykırı olarak davranılması halinde bu hususun, ortaklardan her biri tarafından şikayet konusu yapılabileceği-
Borçlu belediyenin aracına haciz konulduğu, bunun üzerine borçlunun icra mahkemesine başvurarak haczin kaldırılması talebinde bulunduğunda; dosya içinde aracın trafik kaydının bulunmadığı, mahkemece araç üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmadığı, sadece aracın fiilen ne amaçla kullanıldığının belediyeden sorulduğu, gelen yazı cevabı doğrultusunda şikayete konu edilen aracın fiilen kamu hizmetinde kullanıldığından bahisle şikayetin kabul edildiği anlaşılmış olup; mahkemece, aracın trafik kayıtları getirtilerek araç üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırmak suretiyle hacizli aracın kamu hizmetinin yürütülmesi için uygun ve zorunlu olup olmadığı ve kamu hizmetlerinde fiilen kullanılıp kullanılmadığı tespit edilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Kural olarak ev eşyasının haczedilemeyeceği, ancak aynı amaca hizmet eden birden fazla eşya var ise birisinin haczedilebileceği kabul edildiğinden, mahkemece haczin kaldırılmasına karar verilen mahcuzların hangileri olduğunun ayırt edici özellikleri de belirtilmek suretiyle uyuşmazlığın çözülmesi gerektiği-
Meskeniyet şikayetinin, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan üçüncü kişinin bu konuda şikayet hakkının bulunmadığı-