İhalenin feshinin talep edilmesi ile, müflis şirketin, o mal üzerinde tasarrufta bulunduğu sonucuna varılamayacağı- Şikayet sırasında borçlu şirketin iflas etmesi halinde, şirket organları, ihalenin feshi istemi yönünden temsil yetkilerini koruduğundan, verilen vekaletin de son bulmayacağı ve müflisin kullanabileceği hakları, vekilinin de onun adına kullanabileceği-
Süresiz şikayet hallerinde, yargılama sırasında ileri sürülen şikayet nedenlerinin usul ekonomisi ilkesi gereğince incelenmesi gerektiği-
40 TL tebligat masrafını yatırması için kesin süre verilmekle birlikte, kesin süreye uymamanın sonuçlarının hatırlatılmadığı ve şikayetin esasının incelenmesi gerektiği-
Borçlu birden fazla yerin yetkili olduğunu ileri sürerek, yetkili icra dairelerinden hangisini seçtiğini belirtmediğinden usulüne uygun bir yetki itirazından söz edilemeyeceği-
Asıl ve birleşen dosyalar yönünden taleplerin ayrı ayrı karara bağlanıp değerlendirilmesi gerektiği-
Şirket hisselerine haciz konulması istenilenin borçlu olup, haczedilen hisselerin bu şahsa ait olduğu ve haciz işleminin de gerçek şahsın borcundan dolayı gerçekleştiği anlaşıldığından, şikayetçi şirketin aktif husumeti olmadığından şirket hisselerine konulan haczin kaldırılmasını isteyemeyeceği, ayrıca şirketin hisselerinin el değiştirmesinin, şirketin malvarlığı kaybına yol açmayacağından haciz işleminin yapılmasına da engel teşkil etmeyeceği-
Alacaklının, alacağı ipotekle temin edilmiş olsa da, öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmaksızın kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapabilecek olduğu- Borçlunun, senedin takip alacaklısı bankaya teminat olarak verildiği iddisını, senede açıkça atıf yapan bir sözleşmeyle de ispatlaması gerektiği- Takip alacaklısı bankanın, "senedin kredi borcunun geri ödenmesi amacıyla verildiği" yönündeki beyanının, esasen senedin "ödeme aracı olarak alındığı"na yönelik bir savunma olduğu,senedin teminat senedi olduğunun kabulü anlamına gelmeyeceği-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması bozma nedeni olup, bu durumda mahkemece, bozmadan önce verilen kararla bağlı olmaksızın aradaki çelişkiyi giderecek şekilde yeniden karar verilebilmesi için hükmün bozulması gerekeceği-
Haczin kaldırılması ile meskeniyet şikayeti ile elde edilmek istenen gaye fiilen gerçekleştiğinden, mahkemece, şikayet tarihinden sonra davaya konu haczin kaldırıldığı nazara alınarak "şikayet konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına" dair hüküm kurulması gerekeceği- Alacaklı, borçlunun haline münasip meskeni üzerine haciz uygulamak suretiyle eldeki şikayetin yapılmasına sebebiyet verdiğinden alacaklının harç ve tebligat giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği-
Şikayette bulunan vekilin ortak tarafından vekil tayin edildiğini gösteren bir belge bulunmadığından tarafa vekaletname ibrazı için kesin süre verilmesi gerektiği-