Davadan ve temyiz isteminden feragat edilen durumlarda öncelikle davadan feragat hakkında Bölge Adliye Mahkemesince bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği-
Borçlu geçerli bir mazeret bildirmemiş ve duruşmaya gelmemiş olsa dahi, dosyanın işlemden kaldırılmasına ve daha sonra da davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceği-
Her ne kadar İİK'nun 18/3. maddesi gereğince aksine hüküm bulunmayan hallerde duruşma yapılmasına gerek olup olmadığı icra mahkemesinin takdirine bırakılmış ise de, anılan takdir yetkisi mutlak bir seçimlik hak olmayıp, halin icabına göre işin duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği durumlarda mahkemenin takdir yetkisini duruşma yapmaktan yana kullanması gerekeceği-
Mahkemece, borçluya, eksik avansı tamamlaması için usulüne uygun ihtar tebliği yapıldıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde usulsüz ihtar tebliği dikkate alınarak şikayetin usulden reddine karar verilmesi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Davacı "sıra cetvelinde birinci sırada yer alması gerektiğini" ve "davalıların alacaklarının muvazaalı olduğunu" ileri sürmüş olup, davacının iddiası, alacağın hem esasına hem de sırasına yönelik olduğundan, önce sıraya yönelik uyuşmazlığın çözülmesi, bu itirazın yerinde olmadığının anlaşılması halinde ise davalı alacağının varlığının ve miktarının incelenmesi gerektiği-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması bozma nedeni olup, HMK'nin 298/2. maddesi hükmüne uygun şekilde yeniden karar verilebilmesi için hükmün bozulması gerektiği-
Alacaklıya savunma hakkı tanınmasının yanı sıra; şikayete konu haczedilen alacakların çevre ve temizlik vergisi payı olduğu iddia edilmiş ise de, bu paraların gerçek niteliği, mahkemece duruşma açılarak ve şikayetin mahiyetine göre gerektiğinde bilirkişi raporu alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Bilirkişi incelemesi yaptırılması için gerekli olduğu belirtilerek tensip zaptının 7. bendi ile borçlu tarafça yatırılması istenen avansın, delil avansı niteliğinde olduğu, bu avansın yatırılmamasının sadece o delile dayanmaktan vazgeçme sonucunu doğuracağı-
Şikayet üzerine icra mahkemesinin kanunda aksine bir düzenleme yok ise duruşma açılmasına gerek olup olmadığına karar vereceği, duruşma açılmasına karar verir ise ilgilileri duruşmaya çağıracağı, gelmeseler bile yargılamaya devam ederek gereken kararı vereceği, duruşma yapılmasına karar verilmişse artık taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapılması gerekeceği, usulüne uygun tebligata rağmen taraflar gelmezlerse o zaman yokluklarında yargılamaya devam edilerek dosya kapsamına göre bir karar verileceği-
Yasa'nın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekeceği-