Mahkemece, taraflar gelmeseler bile inceleme yapılarak şikayetin sonuçlandırılması gerekirken, olayda uygulama yeri olmayan HMK’nun 150/6. maddesine göre davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Şikayetçinin icra mahkemesine başvurusu İİK.'nun 16. maddesi kapsamında şikayet niteliğinde olup, şikayetçinin geçerli bir mazeret bildirmemiş ve duruşmaya gelmemiş olmasının, HMK'nun 150/1. maddesine göre dosyanın işlemden kaldırılmasını ve sonuçta 150/4. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini gerektirmeyeceği, o halde mahkemece, başvurunun şikayet niteliğinde olduğu gözetilerek işin esasının incelenmesi gerekeceği-
Mahkemece, taraflar gelmeseler bile inceleme yapılarak şikayetin sonuçlandırılması gerekirken, olayda uygulama yeri olmayan HMK’nın 150/6. maddesine göre davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçlu vekilinin yargılama sırasında duruşmalara katılmadığı, cevap dilekçesi  sunmadığı ve dosyada hiçbir emek ve mesaisinin bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece lehine vekalet ücreti takdirinin isabetsiz olduğu-
"Takibe konu bononun taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin teminatı olarak sözleşme ile birlikte verilen teminat bonosu olduğu" şeklindeki iddianın borca itiraz niteliğinde olduğu- İcra müdürünin takip talebi üzerine senetten anlaşılmayan bir hususu inceleyemeyeceği ve borçlular icra mahkemesine başvurusunda icra müdürünün takip hukuku kurallarına aykırı davrandığını ileri sürmediğinden, borçluların icra mahkemesine başvurusunun şikâyet mahiyetinde olmadığı- Borçlular talebini şikâyet olarak nitelendirip İİK'nın 170/a. maddesinin 2. fıkrasının uygulanmasını talep etmiş ise de, hukuki nitelendirme hâkime ait olup senedin sözleşmenin teminatı olarak verildiğine ilişkin borca itirazın duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği- "Borçluların iddiasının kişisel def'i niteliğinde olduğu ve bu hususun alacaklı bankaya karşı ileri sürülemeyeceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Davadan ve temyiz isteminden feragat edilen durumlarda, öncelikle davadan feragat hakkında Bölge Adliye Mahkemesince bir karar verilmesinin gerektiği-
Mahkemece; ilgili yasa hükümlerine uygun olarak, tarafların bozma ilamına karşı diyeceklerinin tespiti sonrasında bozma ilamına uyulup uyulmaması yönünde karar verilmek suretiyle hüküm tesisi gerekirken, bu hususun göz ardı edilmesi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekirken, Dairemizin 27.11.2018 tarih ve ......... E.-........ K. sayılı ilamı ile onanmasının, maddi hataya dayalı olduğu ve bu durum taraflar lehine usuli kazanılmış hak da oluşturmayacağından, mahkeme kararının re'sen bozulması gerektiği-
Şikayetin niteliği gereği duruşma açılıp, taraf teşkili sağlandıktan sonra, borçlu ve alacaklının ileri sürdüğü hususlar araştırılıp, tarafların varsa gösterecekleri deliller toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesinin gerektiği-
İcra müdürlüğünce alacaklının "emekli ikramiyesinin haczine" ilişkin talebinin kabulüne karar verildikten sonra, alacaklının, "borçlunun emekli ikramiyesinin haczine yönelik bir talebinin bulunmadığı" belirtilerek "yeni" bir kararın verilmesinin, "icra müdürlüğünün kendi kararından kendiliğinden dönemeyeceği" ilkesine aykırı olacağı- İcra müdürlüğü, kendi kararından vazgeçemez ise de, şikayete konu işlemin icra mahkemesince denetlenerek usulüne uygun olup olmadığının belirlenmesi gerektiği ilkesi de nazara alınarak, alacaklının icra müdürlüğüne yaptığı talep yazısı ile müdürlüğün bu talebe ilişkin kabul kararı ve aynı tarihli e-haciz işlemi birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, alacaklının söz konusu talebi göz ardı edilerek, sadece önceki tarihli haciz istemi esas alınmak suretiyle, eksik inceleme ile sonuca gidilmesinin hatalı olduğu- 
İİK'nun 18/3. maddesi gereğince şikayet üzerine icra mahkemesinin kanunda aksine bir düzenleme yok ise duruşma açılmasına gerek olup olmadığına karar vereceği, duruşma açılmasına karar verir ise ilgilileri duruşmaya çağıracağı, gelmeseler bile yargılamaya devam ederek gereken kararı vereceği, duruşma yapılmasına karar verilmişse artık taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapılması gerekeceği, usulüne uygun tebligata rağmen taraflar gelmezlerse o zaman yokluklarında yargılamaya devam edilerek dosya kapsamına göre bir karar verileceği, şikayetlerde HMK'nın 150. ve 320. maddelerinin uygulama alanının bulunmadığı-