Davacı şirket tarafından açılan davanın bu dosyadan ayrılarak mahkemenin ayrı bir esasına kaydedilmesine dair kararının yine birleşen davanın reddine dair kararın istinaf edilmemeleri sebebiyle kesinleştiği gözönüne alındığında HMK'nun 310. maddesi gereğince davacı şirketin davadan feragatinin sonuca etkili olmadığı-
Davadan ve temyiz isteminden feragat edilen durumlarda öncelikle davadan feragat hakkında ilk derece mahkemesince bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği-
12. HD. 04.11.2019 T. E: 11878, K: 15687-
12. HD. 04.11.2019 T. E: 2018/11935, K: 15745-
12. HD. 04.11.2019 T. E: 11789, K: 15686-
Borçluların icra mahkemesine başvuruları İİK.nun 16. maddesi kapsamında şikayet niteliğinde olup, şikayetçi borçluların geçerli bir mazeret bildirmemiş ve duruşmaya gelmemiş olmalarının, HMK'nun 150/1. maddesine göre dosyanın işlemden kaldırılmasını ve sonuçta 150/5. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini gerektirmeyeceği-
12. HD. 21.10.2019 T. E: 175, K: 15174-
İhalenin feshi isteğinin reddedilmiş olmasının yolsuz tescil nedenini ortadan kaldırmayacağı, mülkiyet hakkına dayalı davaların her zaman açılabileceği- Tescilin ayni bir hüküm ve sonuç meydana getirebilmesi için geçerli bir hukuki sebebe dayanması gerektiği, çünkü hukuk sistemimizde tapu kayıtlarının oluşumunda ‘illilik’ diğer bir anlatımla ‘sebebe bağlılık’ prensibi esas alındığından bu prensip uyarınca tescilin geçerli ve haklı bir sebebe dayanması zorunluluğunun bulunduğu- Bu hususun TMK.’nin 1024. maddesinin 2. fıkrasında ‘Bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan veya hukuki sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur’ şeklinde açıklamanın yer aldığı- Yasa maddesindeki bu tanımdan anlaşılacağı gibi; gerçek hak durumuna uymayan tescilin yolsuz tescil olduğu-
Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceğinden, ilk derece mahkemesince alacaklıca sunulan sulh dilekçesi ve ekinde yer alan sulh protokolü değerlendirilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği-