“İhtiyati tedbir kararının uygulanmayacağına” dair karar veren icra memuru, “infaz memuru” sıfatıyla değil, “icra memuru” sıfatıyla hareket etmiş olduğundan, bu işlemine karşı şikayetin icra mahkemesince çözümleneceği–
Hakimin, tarafların hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp maddi vakıalarla bağlı olacağı-
Şikayetin kabulü ya da reddi halinde icra mahkemesince icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği–
HUMK’un 382. (yeni HMK’nun 294, 295.) maddesi gereğince, sonradan yazılacak “gerekçeli karar”ın “kısa karar”a uygun olması gerekeceği–
İcra dairesinin yetkisine itiraz ederek takibi durduran borçlunun, ayrıca icra mahkemesine başvurup “ödeme emrinin iptalini” istemesinde hukuki yararının bulunmayacağı–
Sıra cetveline karşı şikayette bulunulması halinde hakimin, bu takdir hakkını duruşma yaparak kullanmasının kanunun amacına uygun düşeceği- Taraflar arasında ve aynı tarihli sıra cetveline ilişkin olarak mahkemede görülen diğer dosyaların birleştirilerek görülmesi gerektiği-
‘Kısa karar’ ile ‘gerekçeli karar’ arasında çelişki yaratılmış olması halinde; icra mahkemesince önceki ‘kısa karar’ ile bağlı olunmaksızın çelişkinin giderilmesi gerekeceği–
Takipte “borçlu” olarak gösterilen kuruluşun (adi ortaklığın), gerçek ya da tüzel kişiliğinin bulunmaması nedeniyle, süresiz şikayet yolu ile “takibin pasif husumet ehliyeti yokluğu” nedeniyle iptali gerekeceği-