Sıra cetveline karşı şikayette bulunulması halinde hakimin, bu takdir hakkını duruşma yaparak kullanmasının kanunun amacına uygun düşeceği- Taraflar arasında ve aynı tarihli sıra cetveline ilişkin olarak mahkemede görülen diğer dosyaların birleştirilerek görülmesi gerektiği-
‘Kısa karar’ ile ‘gerekçeli karar’ arasında çelişki yaratılmış olması halinde; icra mahkemesince önceki ‘kısa karar’ ile bağlı olunmaksızın çelişkinin giderilmesi gerekeceği–
Takipte “borçlu” olarak gösterilen kuruluşun (adi ortaklığın), gerçek ya da tüzel kişiliğinin bulunmaması nedeniyle, süresiz şikayet yolu ile “takibin pasif husumet ehliyeti yokluğu” nedeniyle iptali gerekeceği-
Borçlunun ipotekli takibe yönelik şikayeti üzerine mahkemece dosya üzerinden inceleme yapılarak şikayetin sonuçlandırılması halinde –alacaklı vekilin bu aşamada emek ve mesaisi olmadığından- borçlu aleyhine vekalet ücretine hükmedilemeyeceği–
“Fiil ehliyetsizliği”nin, kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle, mahkemece doğrudan doğruya göz önünde bulundurulacağı–
Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından, aktif ve pasif dava ehliyeti de bulunmadığı–
Davada haklı çıkmış taraf vekili lehine vekalet ücretine hükmetmek gerekirken, karşılıklı tayin edilecek vekalet ücretinin birbirine eşit olduğundan bahisle, bu konuda karar verilmemesini Avukatlık Kanununun 164/son maddesine aykırı olacağı–
İcra mahkemesinin –HUMK’nun 74. (yeni HMK’nun 26.) maddesine göre taleple bağlı olarak karar verebileceği-