Açıkça takipteki hakkın özünden vazgeçilmediği sürece icra dosyasının infazen işlemden kaldırılmış olmasının, icra mahkemesince yapılmış olan şikayeti incelemesine engel teşkil etmeyeceği–
“İtiraz” ile “şikayet”in birbirinden ayrı ayrı kurumlar olup, aralarında ‘nitelik’ ve ‘sonuç’ bakımından farklar bulunduğu; takibin esasına ilişkin olarak icra dairesi’ne yapılan itirazın, icra mahkemesine yapılan şikayetin incelenmesine engel teşkil etmeyeceği–
İcra mahkemesince “ihtilafın duruşmalı olarak çözümlenmesine, meşruhatlı davetiye çıkarılmasına, dosyanın bilirkişiye tevdiine” karar verildikten sonra bu karar gereği yerine getirilmeden şikayetin sonuçlandırılması halinde borçlunun taraf teşkili sağlanmadan verilmemiş olan bu kararın bozulmasını isteyebileceği–
İcra mahkemesinin aksine hüküm bulunmayan hallerde duruşma yapılmasına gerek olup olmadığının takdir edileceği, duruşma yapılması uygun gördüğü takdirde ilgililerin en kısa zamanda duruşmaya çağrılarak gelmeseler bile gereken kararın verilebileceği, HUMK.’un 409. (yeni HMK’nun 150. maddesini) uygulayarak dosyayı önce işlemden kaldırıp daha sonra da “davanın açılmamış sayılmasına” karar veremeyeceği–
“İhtiyati tedbir kararının uygulanmayacağına” dair karar veren icra memuru, “infaz memuru” sıfatıyla değil, “icra memuru” sıfatıyla hareket etmiş olduğundan, bu işlemine karşı şikayetin icra mahkemesince çözümleneceği–
İcra dairesinin yetkisine itiraz ederek takibi durduran borçlunun, ayrıca icra mahkemesine başvurup “ödeme emrinin iptalini” istemesinde hukuki yararının bulunmayacağı–