Aksine hüküm bulunmayan hallerde duruşma yapılmasına gerek olup olmadığı icra mahkemesinin takdirine bırakılmış ise de, anılan takdir yetkisi mutlak bir seçimlik hak olmayıp halin icabına göre işin duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği durumlarda mahkeme takdir yetkisini duruşma yapmaktan yana kullanması gerektiğinden, mahkemece şikayetin niteliği itibariyle duruşma açılarak taraf teşkili sağlandıktan ve varsa tarafların gösterecekleri deliller toplandıktan sonra şikayet hakkında karar verilmesi gerekeceği-
Kanunda açıklık bulunmayan hallerde, duruşma yapılıp yapılmayacağı hakimin takdirine bırakılmış ise de; öngörülen takdir hakkının mutlak bir seçimlik hak olmayıp, halin icabına göre değerlendirilmesi gereken bir takdir hakkı olduğu, sıra cetveline karşı şikayette bulunulması halinde bu takdir hakkının duruşma yapılarak kullanılmasının kanunun amacına uygun düşeceği, mahkemenin takdirine göre duruşma açılmasının gerekli görüldüğü hallerde ilgililerin duruşmaya çağrılmasının yasal bir gereklilik olduğu, şikayet sonunda hakları haleldar olabilecek alacaklıların savunma haklarını kullanabilmeleri ve adalet dengesinin sağlanabilmesi bakımından takdir hakkının, duruşma açılması yönünde kullanılması gerekeceği-
Şikayette; talepler ve cevapların, icra mahkemesine dilekçe ile verilebileceği gibi ifadeyi yazdırmak suretiyle de olabileceği-
HMK'nun tamamlanmış işleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı (HMK. mad. 448), takip tarihi itibariyle yürürlükte olan HMK. mad. 17. gereğince, bonoda tarafların tacir olduklarına dair bir ibare bulunmaması ve alacaklı tarafından tarafların tacir olduğuna ilişkin bir belge sunulmaması karşısında bonodaki yetki şartının geçersiz olduğu- Bonoda tanzim yerinin Ankara olması karşısında, ödeme yerine göre Sincan icra daireleri de yetkili olduğunun kabul edilemeyeceği; HMK. mad. 8 uyarınca memur, işçi, öğrenci, asker gibi, bir yerde geçici olarak oturanlara karşı açılacak alacak veya taşınır mal davaları için, orada bulunmaları uzunca bir süre devam edebilecekse, bulundukları yer mahkemesinin (icra dairesinin) de yetkili olacağı-
İstihkak davası açılmış olmasının, icra müdürünün İİK.nun 97-99. maddelerinin uygulanması hakkındaki kararına yönelik yapılan şikayetin incelenmesine engel teşkil etmeyeceği-
Alacaklı tarafından, aciz vesikası ibraz edilmiş olup, icra müdürlüğünce bu belgenin verilebilmesi için, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmiş olması,takibin kesinleşmiş olması ve borçlunun hacze kabil malının bulunmaması gerektiğinden ve bu resmi belgenin aksi ve tebligatın usulüne uygun olmadığının borçlu tarafından ispatlanması gerektiğinden, borçludan delilleri sorulup, ibraz ettiği deliller incelendikten sonra karar verilmesi gerekirken, ispat yükünün alacaklıda olduğundan bahisle borçlunun şikayetinin kabulü ile " borç ödemeden aciz belgesinin iptali"ne karar verilmesinin hatalı olduğu-
HMK'nun tamamlanmış işleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı (HMK. mad. 448), takip tarihi itibariyle yürürlükte olan HMK. mad. 17. gereğince, taraflardan her ikisi de tacir olmadığından alacaklı ve borçlu arasında yapılan yetki sözleşmesinin geçersiz olduğu-
HMK'nun tamamlanmış işleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı (HMK. mad. 448), takibe konu bir kısım bonolarda .... İcra Dairelerinin yetkili olduğunun yazılmasının yetki sözleşmesi niteliğinde olup, takip tarihi itibariyle yürürlükte olan HMK. mad. 17. gereğince yetki sözleşmesin geçersiz olduğu-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişik bulunmasının bozma nedeni sayılacağının belirtilmiş bulunmasına göre, mahkemece, önceki kararlar ile bağlı olmaksızın çelişkinin giderilmesi için vicdani kanaatine göre yeni bir karar vermek gerekeceği-
Şikayet hakkında duruşma açılması zorunlu olmadığından, duruşma açılmasına yasal zorunluluk olmayan hallerde HMK.nun gider avansına ilişkin hükümlerinin şikayet hakkında uygulanmayacağı-