Şikayet üzerine icra mahkemesince verilen taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılmasına yönelik kararın kesinleşmesi beklenmeden, icra dairesince bu karar doğrultusunda işlem yapılmasının gerekeceği-
Bir davada kesin hükümden söz edilebilmesi için, davanın taraflarının, konusunun ve sebeplerinin aynı olmasının gerekeceği-
HMK. hükümlerinin tamamlanmış işleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı (HMK. mad. 448)- Takip tarihi itibariyle yürürlükte olan HMK. mad. 17 gereğince, takip dayanağı bonoda tarafların tacir olduklarına dair bir ibare bulunmadığı gibi, alacaklı tarafından da tarafların tacir olduğuna ilişkin bir belge sunulmadığından anılan bonoların tacirler arasında düzenlenen bir bono olarak kabulünün mümkün olmadığı ve takip dayanağı bonolardaki yetki sözleşmesinin geçersiz olduğu-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişik bulunmasının bozma nedeni sayılacağının belirtilmiş bulunmasına göre, mahkemece, önceki kararlar ile bağlı olmaksızın çelişkinin giderilmesi için vicdani kanaatine göre yeni bir karar vermek gerekeceği-
Şikayette yargılama usulünün İİK'nun 18. maddesindeki hükümlere tabi olduğu, talepler ve cevapların icra mahkemesine dilekçe ile verilebileceği gibi ifadeyi yazdırmak suretiyle de olabileceği-
İcra mahkemesine arzedilen hususlar ivedi işlerden sayılacağı ve bu işlerde basit yargılama usulü uygulanacağı (6352 s. Kanunla değişik İİK. mad. 18/1), şikayetin HUMK. döneminde yapılmış ve tahkikat aşamasına geçilmiş bulunması halinde, artık sadece HMK. mad. 324 uyarınca delil avansı istenebileceği, gider avansı istenmesi yerinde olmadığı-
Yabancıların mensup olduğu devlet ile aramızda ikili adli yardım sözleşmesi bulunması halinde, o yabancı uyruklu kişi teminat göstermeden -5718 sayılı Yasanın 48. maddesi gereğince- Türkiye’de takipte bulunabileceği, mahkemece bu konuda araştırma yapılarak muafiyetin bulunmamasının tespiti halinde, takip borçlusu olan karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılayacak yeterli miktarda teminat takdir edilerek, alacaklı vekiline bu miktarı bloke etmesi için uygun bir süre verilmesi gerekeceği-
İflas sıra cetvelinde başka bir alacaklının kabul edilen miktar kadar alacağı bulunmadığına ya da sırasına yönelik itiraz, o alacağın sıradan terkin edilmesi talebini içerdiğinden, şikâyet olarak icra mahkemesinde değil, İİK.’nun 235/2. maddesi uyarınca sırasına itiraz edilen alacaklıya husumet yöneltilerek dava yolu ile genel mahkemelerde ileri sürülmesinin gerekeceği, asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu- Sıra cetveline karşı şikayette bulunulması halinde takdir hakkının duruşma yapılarak kullanılması gerektiği- Mahkemece, şikayet olunana şikayet dilekçesi tebliği ile yetinilmiş olup, davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan HMK'nın basit yargılama usulüne ilişkin 316. vd. madde hükümleri uyarınca yargılamanın yürütülmesi, HMK'nın 317. maddesi uyarınca dilekçelerin karşılıklı olarak verilmesinden sonra, 320. madde uyarınca ön inceleme yapılması, göreve ilişkin dava şartının ön inceleme duruşmasına takdiren gerek duyulmadan anılan 320. maddesi uyarınca dosya üzerinden incelenip, görevsizlik kararı verilmesi gerektiği- Mahkemece evrak üzerinden yazılı şekilde karar verilmesinde de isabet görülmediği-
Davalılardan İ.P.'in ilk celsede davayı kabul etmekle birlikte temlik işleminde bir kusuru olmadığından yargılama giderleri ve bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden sorumlu tutulamayacağı-