İşleyecek faiz oranına da itiraz edilmiş olmasına rağmen mahkemece anılan talep incelenmeksizin ve bu konuda herhangi bir karar verilmeksizin hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Usulsüz tebligat ile ilgili şikayetinin sonucu, iptali istenen icra müdür kararı ve hacizlerin kaldırılıp kaldırılmayacağını etkileyeceğinden, tebligata ilişkin şikayet dosyasının bekletici mesele sayılması (HMK. mad. 166/1) ve kesinleştikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Borçluların şikayeti üzerine tensiple 20.09.2013 tarihi, saat 14:00’e duruşma günü verilerek duruşma davetiyesi tebliğ edildiği halde, aynı gün 12:19’da, tensip edilen duruşma saati beklenmeksizin tarafların katılımı sağlanmadan ve borçluların hukuki dinlenme hakkı kısıtlanarak karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Genel haciz yoluyla ilamsız takibe karşı borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, her ne kadar İİK.nun 18/3. maddesi gereğince aksine hüküm bulunmayan hallerde duruşma yapılmasına gerek olup olmadığı icra mahkemesinin takdirine bırakılmış ise de; anılan takdir yetkisi mutlak bir seçimlik hak olmayıp halin icabına göre işin duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği durumlarda mahkemenin takdir yetkisini duruşma yapmaktan yana kullanması gerekeceğinden, mahkemece, somut olayda şikayetin niteliği itibariyle duruşma açılarak şikayet hakkında karar verilmesi gerekeceği-
İcra mahkemesi nezdinde ileri sürülen usulsüz tebligat şikayetinin takip hukukuna ilişkin ve kendine özgü kanun yolu olup Medeni Usul Hukuku anlamında bir dava olmadığından 6100 sayılı HMK'nun 120. maddesinin uygulanma imkanı bulunmadığı, şikayetçi borçlu vekiline ihtaratlı davetiye tebliğ edilmesi, hukuki sonuç doğurmayacağından gider avansının yatırılmamış olması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceği-
Borçlu vekilinin icra mahkemesine başvuru dilekçesindeki iddialarının “ilama aykırılık şikayeti” niteliğinde olduğu, bu durumda mahkemece taraflar gelmese bile işin esası incelenerek gereken kararın verilmesinin gerekeceği-
İcra mahkemesinin ilamının hüküm kısmında sadece 'davanın kabulüne' ibaresi kullanılarak, hüküm altına alınan isteğin ne olduğunun açık bir şekilde belirtilmemiş olması halinde, ilamın, infazda şüphe ve tereddüt yaratacağı-
Ödeme emri borçlu şirkete tebliğ edilmiş, borçlu şirket tarafından icra müdürlüğüne sunulan dilekçede başka bir icra dosyası esası belirtilerek yetkiye ve borca itiraz edilmiş, ancak daha sonra bu kez doğru esas numarası bildirilerek, ilk itirazlarında esas numarasının sehven yanlış bildirildiği ileri sürülmüş ve takibin durdurulması ve hacizlerin kaldırılması talep edilmiş olup mahkemece, önceki itiraz dilekçesinde bildirilen icra dosyası getirtilerek taraflarla bir ilgisinin bulunup bulunmadığı araştırıldıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetlerde HMK'nun 150. ve 320. maddelerinin uygulama alanları bulunmadığı, icra mahkemesince duruşma yapılmasına karar verilmişse artık taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapılması ve usulüne uygun tebligata rağmen taraflar gelmezlerse o zaman yokluklarında yargılamaya devam edilerek bir karar verilmesi gerektiği-
Maaş haczine ilişkin, maaş haczini uygulayan borçlunun maaş aldığı makamın (örneğin; ...Milli Eğitim Müdürlüğü'nün) yaptığı işlemlerin "sıra cetveli" yerine geçip geçmeyeceği, dolayısı ile bu işleme karşı "sıra cetveline itiraz davası" açılabilip açılamayacağı-