Alacaklının isteminin reddine karar verildiği ve borçlu da yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğine göre, icra mahkemesince borçlu yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
İcra mahkemesi kararlarının uygulanması için kesinleşmesinin gerekmeyeceği- Aynı takibe ilişkin olarak itirazın geçersizliğine ilişkin verilen karar doğrultusunda, itirazın kaldırılması davasının da konusu kalmadığından, mahkemece esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerektiği-
Bilirkişi ücretinin gider avansı olmadığından, verilen sürede yatırılmaması halinde davanın usulden reddine karar verilemeyeceği, kesin olduğu berltilmeksizin verilen sürenin HMK. mad. 94 kapsamında kesin olduğundan bahsedilemeyeceği-
Gerekçenin, ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması gerekeceği, mahkeme kararında alacaklı ve borçlunun ibraz ettikleri beyan dilekçeleri ile ilgisi olmayan açıklamaların yer alıp, dosya ile ilgisi olamayan açıklamaların yer aldığı bu haliyle şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
İşleyecek faiz oranına da itiraz edilmiş olmasına rağmen mahkemece anılan talep incelenmeksizin ve bu konuda herhangi bir karar verilmeksizin hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Usulsüz tebligat ile ilgili şikayetinin sonucu, iptali istenen icra müdür kararı ve hacizlerin kaldırılıp kaldırılmayacağını etkileyeceğinden, tebligata ilişkin şikayet dosyasının bekletici mesele sayılması (HMK. mad. 166/1) ve kesinleştikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
İcra mahkemesi nezdinde ileri sürülen usulsüz tebligat şikayetinin takip hukukuna ilişkin ve kendine özgü kanun yolu olup Medeni Usul Hukuku anlamında bir dava olmadığından 6100 sayılı HMK'nun 120. maddesinin uygulanma imkanı bulunmadığı, şikayetçi borçlu vekiline ihtaratlı davetiye tebliğ edilmesi, hukuki sonuç doğurmayacağından gider avansının yatırılmamış olması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceği-
Genel haciz yoluyla ilamsız takibe karşı borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, her ne kadar İİK.nun 18/3. maddesi gereğince aksine hüküm bulunmayan hallerde duruşma yapılmasına gerek olup olmadığı icra mahkemesinin takdirine bırakılmış ise de; anılan takdir yetkisi mutlak bir seçimlik hak olmayıp halin icabına göre işin duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği durumlarda mahkemenin takdir yetkisini duruşma yapmaktan yana kullanması gerekeceğinden, mahkemece, somut olayda şikayetin niteliği itibariyle duruşma açılarak şikayet hakkında karar verilmesi gerekeceği-
Borçluların şikayeti üzerine tensiple 20.09.2013 tarihi, saat 14:00’e duruşma günü verilerek duruşma davetiyesi tebliğ edildiği halde, aynı gün 12:19’da, tensip edilen duruşma saati beklenmeksizin tarafların katılımı sağlanmadan ve borçluların hukuki dinlenme hakkı kısıtlanarak karar verilmesinin isabetsiz olduğu-