Şikayetçi-borçlu Sağlık Bakanlığı'nın hükmi şahsiyeti bulunmayan hastaneye karşı takip yapılamayacağını" ileri sürdüğü, icra mahkemesinin de Bakanlığın icra dosyasına yaptığı ödeme ile husumetin kabul edildiğine karar verdiği uyuşmazlıkta, mahkemece alacaklı tarafa takibi HMK. 124/4 uyarınca bakanlığa yöneltmesi için kesin süre verilerek sonucuna göre hüküm tesis edilmesi gerekeceği-
Şikayet, maddi vakıalara da dayanarak haciz ihbarnamelerinin tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik olup, bu iddia mahkemede her türlü delille ispat edilebileceğinden, öncelikle duruşma açılarak şikayetçiye (üçüncü kişi) ve karşı tarafa (alacaklıya) anılan konudaki delillerini mahkemeye ibraz etmeleri için imkan tanınmadan talep hakkında dosya üzerinden karar verilmesinin usule aykırı olduğu-
İİK.nın 269/d maddesinin uygulanması gereken maddeler arasında gösterdiği 70.maddesine göre, 18.maddede düzenlenen, aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder hükmü ilamsız tahliye takibinde uygulanmaması, icra mahkemesinin duruşma yapması gerekeceği-
İİK'nun 18/3. maddesi gereğince aksine hüküm bulunmayan hallerde duruşma yapılmasına gerek olup olmadığı İcra Mahkemesinin takdirine bırakılmış ise de, anılan takdir yetkisi mutlak bir seçimlik hak olmayıp, halin icabına göre işin duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği durumlarda mahkemenin, takdir yetkisini duruşma yapmaktan yana kullanması gerekeceği-
Haczedilmezlik şikayeti olarak görülen davanın, üçüncü kişinin mülkiyet hakkına dayalı olarak ileri sürdüğü “istihkak iddiasına” ilişkin olduğunun kabulü gerektiği- İstihkak davalarının nispi esas üzerinden harca tabi olduğu ve alacak tutarı ile haczedilen dava konusu mahcuzların değerinden hangisi az ise o değer üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının ¼'ü anılan Kanun'un 28. maddesi uyarınca peşin olarak alındıktan sonra yargılamaya devam olunması gerektiği, davaya eksik harçla bakılmasının doğru olmadığı-
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne yönelik şikayet niteliğinde olduğundan; şikayetin kabulü veya reddi halinde icra inkar tazminatına hükmedileceğine ilişkin İİK'nun 18. ve müteakip maddelerinde yasal bir düzenleme bulunmadığına göre mahkemece borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği-
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, icra müdürlüğünce düzenlenen hesap tablosuna yönelik İİK'nun 16. maddesine dayalı şikayet olduğuna göre; İcra mahkemesince şikayet hakkında İİK'nun 18. maddesi uyarınca inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre aynı kanunun 17. maddesinde belirtilen kararlardan birisi verilmesi gerekirken asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olacağı-
Asıl alacak miktarını aşacak şekilde vekalet ücreti takdir edilemeyeceği-
Haczedilmezlik şikayetini ileri süren borçlunun bu iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu- Mahkemenin ara kararında istenen avansın, keşif ve bilirkişi ücreti olduğu belirtildiğinden, istenen avans delil ikamesi avansı niteliğinde olup, HMK. mad. 324 gereğince, bu avansın süresinde yatırılmamasının hukuki sonucunun, delile dayanan tarafın o delilden vazgeçmiş sayılacağı olduğu-
Ödeme emrinin takip talebine aykırı olarak düzenlenmesi halinde, ödeme emrinin iptaline karar verilmesi gerektiği, ancak bu aykırılıkta alacaklıya atfedilebilecek bir kusur bulunmadığından, alacaklının yargılama giderinden sayılan vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiği-