Gerekçe ve hüküm arasında çelişki yaratacak şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Görevsizlik ve yetkisizlik kararı verilmesi üzerine davacının karşı tarafa görevli veya yetkili mahkemede tebligat yaptırmasının zorunlu olacağı ve her iki halde kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren takip tarihi tibariyle uygulanması gereken HUMK. 193 gereğince 10 gün içinde yeniden dilekçe verilmesi veya yeniden çağrı kağıdı tebliğ ettirilmesi gerekeceği, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağı ve aynı kuralın takip hukukunda da geçerli olacağı-
Borçlu hakkında yapılan icra takibinde borca ve faize yönelik itiraz, icra dosyasına vekaletnamesini ibraz etmiş olan borçlu vekili tarafından yapılmış olduğundan, borçlu asile duruşma günü tebliğ edilmesinin usulsüz ve hükümsüz olduğu, mahkemece borçlu vekiline dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilip taraf teşkili sağlanmadan yokluğunda borçlu aleyhine hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Keşidecinin senedin tanzimi tarihi itibariyle fiil ehliyetinin bulunup bulunmadığının tespiti yönünde inceleme yapılmadan vesayet altına alınmasını gerektirir durumun başlama tarihi tespit edilmeksizin ve bu konuda HMK 297'de belirtilen ilkelere göre bir karar verilmeksizin hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Muhtıranın iptali istemine ilişkin başvuru, şikayet niteliğinde olmakla mahkemece, İİK.nun 18/3. maddesi gereğince yargılamaya devam olunarak işin esasının incelenmesinin ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Borçlu vekilinin, "ödemeler, hesaplama yöntemi dikkate alınarak müvekkilinin sorumlu olduğu borç miktarının belirlenmesi" amacıyla yapmış oldukları başvurunun icra müdürlüğü tarafından reddedildiğini ileri sürerek icra memurluğunun ret kararının kaldırılmasına veya düzeltilmesine karar verilmesine ilişkin yaptığı şikayetin alacaklının davet edilerek ve duruşma açılarak görülmesi gerekeceği-
Borçlu vekilinin İcra Mahkemesi'ne başvuru dilekçesindeki iddiaları ilama aykırılık şikayeti niteliğinde olduğundan, mahkemece taraflar gelmese bile işin esası incelenerek gereken kararın verilmesi gerektiği-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olmasının bozma nedeni olduğu- Sadece "davanın kabulüne" sözleriyle hüküm kurulmasının da bozma nedeni olduğu-