İcra takibinin tarafı olmayan üçüncü kişi, icra mahkemesinden şikayet yoluyla haczin kaldırılmasını isteyemeyeceğinden, şikayetçi isteminin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davadan ve temyiz isteminden feragat edilen durumlarda öncelikle davadan feragat hakkında mahkemesince bir karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçi, taşınmazlarının, 6183 s. K. uyarınca ihale edilmesi işleminin feshini talep etmiş, mahkeme, verilen kesin süreye rağmen taşınmazların ihale edildiği dosya numarası bildirilmediğinden dava şartı eksikliği nedeniyle istemin reddine karar vermişse de, şikayet İİK. 18'deki yargılama usulüne tabi olup HMK. anlamında dava olmadığından, ihale ile ilgili evrakların getirtilmesinin icra mahkemesinin yükümlülüğünde olduğu, ayrıca vergi dairesince yapılan bir takibin dosya numarası altında yürütülmediği anlaşıldığından şikayetçi tarafından ihale dosya numarasının bildirilmesinin de mümkün olmadığı-
İcra mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşmeleri zorunlu değil ise de, şikayetçi üçüncü kişinin haciz ihbarnamesinin tebliği işleminin usulsüz olduğuna yönelik yaptığı başvuru, icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesi nazara alınarak hacizlerin kaldırılması gerektiği iddiasıyla icra müdürlüğüne yapılan diğer şikayeti doğrudan etkileyeceğinden, mahkemece anılan dosyada verilecek kararın kesinleşmesinin beklenip sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Duruşma açılıp, taraf teşkili sağlandıktan ve tarafların gösterecekleri deliller toplandıktan ve gerektiğinde zabıta araştırması yapılmak suretiyle tebliğ işleminin yapıldığı tarihte şikayetçinin tebligat yapılan adreste oturup oturmadığı belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Bazen bir mahkeme kararının, başka bir dava yönünden kesin hüküm veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi konularda yapılacak hukuksal değerlendirmelerin sağlıklı olabilmesinin de, o kararın HMK’nun 297/1-c maddesinde açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkün olduğu-
Şikayet İcra ve İflas Hukukuna özgü bir kanun yolu olup, dava olmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114. maddesinin 9. bendinde dava şartı olarak düzenlenen gider avansının yatırılmasının zorunlu olmadığı-
Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi verenin, asıl borçluya başvurmadan kefilden borcun ifasını isteyemeyeceği, buna yönelik şikayetin süresiz olarak icra mahkemesinden istenebileceği-
Borçlunun takibin iptaline yönelik istemi reddedildiği ve alacaklı yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 2014 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca alacaklı lehine de vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu konuda olumlu ya da olumsuz karar verilmemesinin isabetsiz olduğu-