Ödeme emrini almış olan borçlunun süresi içinde ödeme belgelerini de ekte sunarak borca itirazda bulunmuş olması halinde, icra mahkemesince, alacaklının imzasını taşıyan ödeme belgelerinden de bahsedilerek, alacaklıya meşruhatlı davetiye gönderilip “duruşmaya gelmediği taktirde, icra takibinin geçici olarak durdurulacağını” davetiyeye yazması gerekeceği-
Borçlunun “birden fazla icra dairesinin yetkili olduğunu” yetki itirazı sırasında bildirebileceği, bunlardan birisini tercih etmemiş olması halinde tercih hakkının alacaklıya geçeceği; icra mahkemesince duruşma açılarak, alacaklıya tercih hakkı kullandırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği -
Hakkın özünden feragat edilmediği sürece, borcun ödenmiş olmasının, borçlunun süresi içinde icra mahkemesine yaptığı itiraz veya şikayetin esasının incelenmesine engel teşkil etmeyeceği-
Takip dayanağı bononun anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasının, İİK'nun 169/a maddesinde belirtilen belgelerden biri ile ispatlanması gerekeceği - Borçlu, icra mahkemesine başvurusunda işlemiş ve işleyecek faiz oranı ve miktarlarına itiraz ettiğinden, mahkemece, anılan itirazlar hususunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekeceği -
Borçlunun “borca itirazı” üzerine icra mahkemesince takip muvakkaten durdurulmuş ise itirazın reddi halinde borçlu aleyhine takip konusu alacağın % 40’dan (şimdi; %20'den) aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilebileceği (takip muvakkaten durdurulmamışsa böyle bir tazminata hükmedilemeyeceği)-
Bono bedelinin hem yazı ve hem de rakamla gösterilmiş olmasına karşın, iki bedel arasında fark bulunması halinde, yazı ile belirlenen bedele itibar edileceği, ancak bu kuralın, rakam ile değeri belirten bölümde tahrifat yapılmaması halinde uygulanacağı - Senette tahrifat yapıldığının saptanması halinde, senedin tahrifattan önceki miktarı için geçerli sayılacağı-
“Takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin” zamanaşımı itirazını kabul eden icra mahkemesinin “takibin durdurulması” yerine “takibin iptaline” karar veremeyeceği-
Takip dayanağı senetle ilgili olarak ağır ceza mahkemesinde açılmış sahtecilikle ilgili davanın görülmekte olması halinde, mahkemece HUMK.’nun 317. maddesinin koşullarının somut olayda mevcut olup olmadığının icra mahkemesinde tartışılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği- NOT: Bu açıklamalar 1086 s. HUMK. çerçevesinde geçerlidir. 01.10.2011 yürürlük tarihli6100 s. HMK.da "adi bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde, bu konuda bir karar verilnceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz" (HMK.209/1) denilmiş olduğundan, hakkında sahtelik iddiasında bulunulmuş olan senetle ilgili takibin durması için önceki HUMK'nun 317. maddesindeki şartlar aranmayacak ve sadece sahtelik iddiasında bulunulmasıyla o senede dayalı icra takibi kendiliğinden duracaktır.
Borçlunun ibraz ettiği ödeme belgesi altındaki imzanın alacaklı tarafından inkar edilmesi halinde, icra mahkemesi tarafından alacaklıya meşruhatlı davetiye çıkarılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-