İcra kefaletine ilişkin başvuruların, ilama aykırılık iddiası niteliğinde olduğu ve süresiz şikayete olarak ileri sürülebileceği-
Kefalete rıza gösterecek eşin borçlunun kendisi olması nedeniyle eş rızasının aranmayacağı-
İcra kefilinin eşinin, kefalete rıza göstermemesi ve tutanağa kefilin sorumlu olacağı borç miktarının kefilin kendi el yazısı ile yazmaması halinde,  kefalet tutanağı, TBK.'nun 583 ve 584. maddelerinde belirtilen şartlara uygun olarak düzenlenmediğinden, "icra emrinin iptaline" karar verilmesi gerektiği, bu durumda, icra kefaletinin de iptaline karar verilemeyeceği-
E. hükmü içeren ve kesinleşen Sayıştay kararı ile ilamların icrası yolu ile takip yapılabileceği-
Özel yasasındaki mevcut düzenleme nazara alınarak, eda hükmü içeren ve kesinleşen Sayıştay kararı ile ilamların icrası yolu ile takip yapılabileceğinden, şikayetin bu esaslar çerçevesinde incelenmesi, ilam niteliğinin belirlenmesi halinde buna yönelik şikayetin reddi ile diğer itirazların incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Özel yasasındaki mevcut düzenleme nazara alınarak, eda hükmü içeren ve kesinleşen Sayıştay kararı ile ilamların icrası yolu ile takip yapılabileceğinden, bu yöndeki şikayetin reddi ile diğer itirazların incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Borçlu olunmadığının tespiti istenen borç, "ilam niteliğinde" olan Tüketici Hakem Heyeti kararı ile doğduğundan, kesinleşmiş bir karardan sonra açılan davanın dinlenemeyeceği-
Takip asıl borçlu yönünden kesinleştikten sonra icra kefiline icra emri gönderilmiş ise de, "icra kefilinin el yazısı ile icra kefaleti verilmediği" anlaşıldığından, bu eksiklik nedeniyle "kefaletin geçersiz olduğun"un kabulü gerekeceği- İcra kefaletinin geçersizliği ve iptaline karar verilmesi icra mahkemesinin görev alanı dışında olup, "icra kefiline çıkarılan icra emrinin ve buna bağlı olarak icra kefiline ait mallara konulan haczin iptali"ne karar vermekle yetinilmesi gerekirken icra kefaletinin iptaline karar verilmesinin hatalı olduğu-
Takibe dayanak borç senetlerinde 1 muhtar ve 2 aza imzası bulunduğundan, senetlerin ilam niteliğinde olduğunun kabulü gerekeceği, genel mahkemelerde açılacak dava yolu ile kooperatif senedi iptali edilmedikçe dar yetkili icra hukuk mahkemelerinde imza itirazının ileri sürülemeyeceği, yani Yasa'nın aradığı şekil ve koşulları taşıyan dayanak belge genel mahkemelerce iptali edilmediğinden ilamlı takibe konu edilebileceği-
Kooperatiflerin kredi ile ilgili alacak senetleri kağıtları ve her türlü taahhütname ve sözleşmelerin ortağın oturduğu veya kooperatifin bulunduğu köy ve mahalle ihtiyar heyeti tarafından parasız olarak tasdik olunacağı, bu suretle tasdik olunan senet ve belgelerin İcra İflas Kanunu'nun 38. maddesinde yazılı belgeler hükmünde oldukları-