Usulüne uygun icra kefaleti olsa dahi, hakkında takip yapılan borçlu yönünden takip kesinleşmedikçe icra kefiline icra emri çıkarılamayacağı- Mahkemece, şikayetçi yönünden zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, HMK 26. maddesine aykırı olarak, talep olmadığı halde, icra kefaletinin geçerli olup olmadığı değerlendirmek suretiyle takibin iptali yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Tedbir nafakasına ilişkin ara kararının ilamlı takip konusu yapılamayacağı- Tedbir nafakasına dayalı olarak ilamsız takip başlatılması gerektiği-
İcra kefili olan şikayetçiye asıl borçlular yönünden takip kesinleşmeden icra emri gönderilemeyeceği, aksi halde mahkemece, icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İhtiyati haciz kararının ilam veya ilam hükmünde belgelerden olmadığı, bu durumda ihtiyati haciz kararına dayalı olarak icra emri gönderilemeyeceği yönündeki şikayetin kabulü ile, icra emrinin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Özel Yasa niteliğindeki 6085 sayılı Sayıştay kanununun 53. maddesi uyarınca, eda hükmü içeren ve kesinleşen Sayıştay kararı ile ilamların icrası yolu ile takip yapılabileceği-
Rehnin sadece ticari araç plakasına konulduğu halde icra emrinde ticari aracın da rehne dahil edilmesi halinde, takip talebi ve icra emri, takibe konu rehin sözleşmesine aykırı olduğundan mahkemece, takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Takip talebinde istenen faiz oranının türünün belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa dahi faizin, istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerektiği- Takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faizin türünün gösterilmemesi ve oranının yasal ya da ticari faiz oranlarından birine denk gelmemesi halinde ise aynı sonuca varılamayacağı-TBK'nun 100. maddesi uyarınca, İİK'nun 71. maddesi kapsamında yapılan kısmi ödemelerin, öncelikle faiz ve masraflardan mahsup edilmesi, geriye kalan paranın ise asıl alacaktan indirilmesi ve her ödeme yapıldıkça bakiye alacağın bu suretle saptanması gerekeceği- İcra kefilinin icra kefaletine dair icra emri düzenlendiği tarihten sonrası için (%29) işleyecek faiz oranı üzerinden kısmı ödemeler düşülerek sorumlu olduğu tutarın belirlenmesi gerektiği, tüm borçtan sorumluymuş gibi üstelik takip çıkışı toplam miktarı üzerinden işleyecek faiz hesaplanarak borçtan sorumlu olması gereken tutarın belirlenmesinin hatalı olduğu-
Ara kararın ilamlı takibe konu edilemeyeceği-
Takip konusu belgenin ilam hükmünde belge olmadığına ilişkin şikayetin süresiz olarak ileri sürülebileceği- İcra emri tebliği üzerine, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulması halinde, mahkemece, TBK. mad. 581 vd. kapsamında icra kefalet işleminin, İİK'nun 38. maddesi uyarınca ilamlı icra takibine konu edilip edilmeyeceği değerlendirilerek, ilamlı takibe konu edilemeyeceğinin belirlenmesi halinde, kefaletin geçersizliğine değil, bu kefalete dayalı olarak gönderilen icra emrinin ve varsa icra kefili sıfatı ile yapılan işlemlerin iptaline karar verilmesi gerektiği-
İcra kefilinin sorumluluğu, asıl borçludan bağımsız olup, asıl borçlu yönünden borcun zamanaşımına uğramış olmasının kefile sirayet etmeyeceği-