İcra kefili olan şikayetçiye, asıl borçlu yönünden takip kesinleşmeden icra emri gönderilemeyeceğinden, mahkemece icra emrinin ve icra emrine bağlı işlemlerin iptaline karar verilmesi gerektiği-
İcra kefili sıfatı ile takipte yer olan kişi, takibin asıl borçlusu sıfatına sahip olmadığından, kendisi hakkında yapılan takipte takibin iptalini isteyemeyeceği, kefaletin şekli anlamda geçersiz olması halinde bile, "sadece icra kefiline gönderilen icra emrinin iptali" ile yetinilmesi gerekeceği-
Tarım Kredi Kooperatifleri'nin krediyle ilgili alacak senetlerinin kooperatifin bulunduğu yerdeki mahalle ve ihtiyar heyeti tarafından onaylanacağı, bu şekilde onaylanan senetlerin 1581 sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanunu'nun 12. maddesi uyarıca İİK'nın 38. maddesinde sayılan ilam niteliğindeki belgelerden olduğu, somut olayda, takibe konulan senetlerden her ikisinde de ihtiyar heyeti tasdikinin bulunmadığı, 1346 numaralı senedin 572,00 TL bedelli olarak tanzim edilip senet metnindeki imzanın davacı eli ürünü olmadığı, 1231 numaralı senedin 2.000,00 TL bedelli olup davacı eli ürünü olduğu, 24.03.2011 ve 19.02.2014 tarihli adli tıp kurumu tarafından düzenlenen raporlar ile kesin olarak tespit edildiği, senetlerin ise örnek 4-5 formuna göre 12.229,42 TL üzerinden ilamlı icra yolu ile takibe konulduğunun anlaşıldığı, bu durumda, menfi tespit davasının niteliği dikkate alınarak davacının eli ürünü olduğu belirlenen senet yönünden değerlendirme yapılarak oluşacak uygun sonuca göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
İİK.nun 38. maddesi uyarınca icra dairesindeki kefaletlerin, müteselsil kefalet niteliğinde olup, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tâbi oldukları, buna göre ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olmasının gerektiği, bu nedenle de icra emri tebliği üzerine İİK.nun 16. maddesine göre şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulması halinde, mahkemece, TBK.'nun 581 ve devamı maddeleri kapsamında icra kefalet işleminin İİK.nun 38. maddesi uyarınca ilamlı icra takibine konu edilip edilmeyeceği değerlendirilerek, ilamlı takibe konu edilemeyeceğinin belirlenmesi halinde, kefaletin geçersizliğine değil, bu kefalete dayalı olarak gönderilen icra emrinin ve varsa icra kefili sıfatı ile yapılan işlemlerin iptaline karar vermek gerekeceği-
Kefalet sözleşmesinin yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacağı, kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesinin şart olduğu-
İcra kefalet tutanağında; sorumlu olunan azami miktarın ve kefalet tarihinin kefilin kendi el yazısı ile yazılmadığı yani kefalet tutanağının, kefaletin TBK'nun 583. maddesinde belirtilen şartlarda düzenlenmediği anlaşıldığından icra mahkemesince icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği, takibin ve icra kefaletinin iptali yönünde hüküm tesisinin ise, bu husus genel mahkemede yargılamayı gerektirdiğinden, isabetsiz olduğu-
İcra kefaletine ilişkin başvurular ilâma aykırılık iddiası niteliğinde olduğundan, kefaletin geçersiz olduğuna ilişkin şikayetin süresiz olarak yapılabileceği-
Kooperatiflerin kredi ile ilgili alacak senetleri, kayıtları ve her türlü taahhütname ve sözleşmelerin ortağın oturduğu veya kooperatifin bulunduğu köy veya mahalle ihtiyar heyetleri tarafından parasız olarak tasdik olunacağı, bu suretle tasdik olunan senetler ve belgelerin İİK'nun 38. maddesinde yazılı belgeler hükmünde olacağı-
İcra kefilinin sorumlu olduğu miktarı ve kefalet tarihini el yazısı ile yazmamasının kefil sözleşmesi için öngörülen şekil şartına aykırılık teşkil ettiği, buna dayanarak kefaletin geçersizliğine değil, kefalete dayanılarak gönderilen icra emrinin ve yapılan işlemlerin iptaline karar verileceği-
Kefilin kendi el yazısıyla yazılmış ifadesini içermeyen ve evli eşin rızası alınmadan düzenlenmiş icra kefalet sözleşmesinin geçerli sayılmayacağı, fakat bu husus genel mahkemede yargılama yapılmasını gerektirdiğinden şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurarak iptalinin talep edilemeyeceği-