Kefalet sözleşmesinin yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacağı, kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesinin şart olduğu-
İcra kefalet tutanağında; sorumlu olunan azami miktarın ve kefalet tarihinin kefilin kendi el yazısı ile yazılmadığı yani kefalet tutanağının, kefaletin TBK'nun 583. maddesinde belirtilen şartlarda düzenlenmediği anlaşıldığından icra mahkemesince icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği, takibin ve icra kefaletinin iptali yönünde hüküm tesisinin ise, bu husus genel mahkemede yargılamayı gerektirdiğinden, isabetsiz olduğu-
İcra kefaletine ilişkin başvurular ilâma aykırılık iddiası niteliğinde olduğundan, kefaletin geçersiz olduğuna ilişkin şikayetin süresiz olarak yapılabileceği-
Kooperatiflerin kredi ile ilgili alacak senetleri, kayıtları ve her türlü taahhütname ve sözleşmelerin ortağın oturduğu veya kooperatifin bulunduğu köy veya mahalle ihtiyar heyetleri tarafından parasız olarak tasdik olunacağı, bu suretle tasdik olunan senetler ve belgelerin İİK'nun 38. maddesinde yazılı belgeler hükmünde olacağı-
İcra kefilinin sorumlu olduğu miktarı ve kefalet tarihini el yazısı ile yazmamasının kefil sözleşmesi için öngörülen şekil şartına aykırılık teşkil ettiği, buna dayanarak kefaletin geçersizliğine değil, kefalete dayanılarak gönderilen icra emrinin ve yapılan işlemlerin iptaline karar verileceği-
Kefilin kendi el yazısıyla yazılmış ifadesini içermeyen ve evli eşin rızası alınmadan düzenlenmiş icra kefalet sözleşmesinin geçerli sayılmayacağı, fakat bu husus genel mahkemede yargılama yapılmasını gerektirdiğinden şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurarak iptalinin talep edilemeyeceği-
İcra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi (ilamlı takip yapılabilmesi) için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olmasının gerekeceği- İcra kefilliğinin iptali isteminin genel mahkemede yargılamayı gerektirdiği- TBK’ nun 583. ve 584. maddelerinde belirtilen şartlarda düzenlenmediği anlaşılan icra kefalet tutanağının geçersiz olduğunu ve icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İlam hükmünde olan icra kefalet işleminin, ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olmasının gerekeceği, icra kefilliğinin iptali isteminde bulunmuş ise de; bu hususun incelenmesinin genel mahkemede yargılamayı gerektirdiği-
Şikayetçi icra kefilliğinin iptali isteminde bulunmuş ise de; bu hususun incelenmesinin genel mahkemede yargılamayı gerektirmekte olup icra mahkemesinin takip hukuku dışında yer alan bu istemle ilgili bir görevinin bulunmadığı-
İhtiyati haciz sırasında verilen icra kefaletinin geçerli olduğu- Asıl borçlu hakkında takip iptal edilmediği sürece kefaletin geçerliliği devam edeceği- Borçlu şirket hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan icra takibi nedeniyle, ihtiyati haciz kararına dayalı olarak talimat icra müdürlüğünce yapılan ihtiyati haciz sırasında, şikayetçinin 15.000 TL için icra kefili olduğu ve kendisine asıl borçlu hakkındaki takibin kesinleşmesinden sonra, alacak miktarı 25.000 TL gösterilerek çıkarılan icra emrinin 24.05.2013 tarihinde tebliğ edildiği görülmekle, haciz tutanağında borç miktarı 15.000 TL olarak gösterildiğine göre şikayetçinin kefil olduğu miktarın 15.000 TL olduğunun kabulü gerektiği-