Alacaklının rehin hakkı ya da alacağı ilam veya ilam niteliğinde bir belgede tespit edilmemiş olduğundan adi nitelikte rehin sözleşmesine dayalı olarak rehnin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapılamayacağı-
Borçlu ile alacaklı kooperatif arasında düzenlenen vekaletnamenin ilamlı takibe konu edilebileceği-
İcra kefalet tutanağında; sorumlu olunan azami miktarın ve kefalet tarihinin kefilin kendi el yazısı ile yazılmadığı ve kefalet tarihinde evli olduğu anlaşılan şikayetçinin eşinin kefilliğe ilişkin rızasının bulunmadığı görülmekte olup; bu haliyle, kefalet tutanağının, kefaletin şeklini düzenleyen Türk Borçlar Kanunu'nun 583. ve 584. maddelerinde belirtilen şartlarda düzenlenmediğinin kabulü ile icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İcra kefalet tutanağında alacak miktarının gösterildiği ve şikayetçinin kefaleti tüm dosya borcuna ilişkin olup kısmi kefalet durumu da söz konusu olmadığından, şekli unsurlar bakımından geçerli bir kefaleti bulunan şikayetçinin kefalet tutanağında borç miktarının gösterilmediğine yönelik iddiası yerinde olmayıp,mahkemece; şikayetin reddine karar verileceği-
İcra kefili için öngörülen on yıllık zamanaşımı dolmadığı anlaşılmakla şikayetin reddine karar verileceği-
Borçlunun kefalet beyanı içeriğinden borcun tamamına kefil olduğu anlaşıldığından; icra kefilinin asıl alacak ve ferilerinden de sorumlu olacağı-
İcra kefili olan şikayetçiye, asıl borçlu yönünden takip kesinleşmeden icra emri gönderilemeyeceğinden, mahkemece icra emrinin ve icra emrine bağlı işlemlerin iptaline karar verilmesi gerektiği-
İcra kefili sıfatı ile takipte yer olan kişi, takibin asıl borçlusu sıfatına sahip olmadığından, kendisi hakkında yapılan takipte takibin iptalini isteyemeyeceği, kefaletin şekli anlamda geçersiz olması halinde bile, "sadece icra kefiline gönderilen icra emrinin iptali" ile yetinilmesi gerekeceği-
Tarım Kredi Kooperatifleri'nin krediyle ilgili alacak senetlerinin kooperatifin bulunduğu yerdeki mahalle ve ihtiyar heyeti tarafından onaylanacağı, bu şekilde onaylanan senetlerin 1581 sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanunu'nun 12. maddesi uyarıca İİK'nın 38. maddesinde sayılan ilam niteliğindeki belgelerden olduğu, somut olayda, takibe konulan senetlerden her ikisinde de ihtiyar heyeti tasdikinin bulunmadığı, 1346 numaralı senedin 572,00 TL bedelli olarak tanzim edilip senet metnindeki imzanın davacı eli ürünü olmadığı, 1231 numaralı senedin 2.000,00 TL bedelli olup davacı eli ürünü olduğu, 24.03.2011 ve 19.02.2014 tarihli adli tıp kurumu tarafından düzenlenen raporlar ile kesin olarak tespit edildiği, senetlerin ise örnek 4-5 formuna göre 12.229,42 TL üzerinden ilamlı icra yolu ile takibe konulduğunun anlaşıldığı, bu durumda, menfi tespit davasının niteliği dikkate alınarak davacının eli ürünü olduğu belirlenen senet yönünden değerlendirme yapılarak oluşacak uygun sonuca göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
İİK.nun 38. maddesi uyarınca icra dairesindeki kefaletlerin, müteselsil kefalet niteliğinde olup, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tâbi oldukları, buna göre ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olmasının gerektiği, bu nedenle de icra emri tebliği üzerine İİK.nun 16. maddesine göre şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulması halinde, mahkemece, TBK.'nun 581 ve devamı maddeleri kapsamında icra kefalet işleminin İİK.nun 38. maddesi uyarınca ilamlı icra takibine konu edilip edilmeyeceği değerlendirilerek, ilamlı takibe konu edilemeyeceğinin belirlenmesi halinde, kefaletin geçersizliğine değil, bu kefalete dayalı olarak gönderilen icra emrinin ve varsa icra kefili sıfatı ile yapılan işlemlerin iptaline karar vermek gerekeceği-