İİK'nun 38. maddesine göre icra kefaletlerinin müteselsil kefalet hükmünde olup ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabi bulunduğu, bu nedenle icra kefilliği ile ilgili şikayetlerin İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tabi olduğu-
İcra dairesindeki kefaletlerin ilâmların icrası hakkındaki hükümlere tâbi olup, icra kefaletine ilişkin başvurular ilâma aykırılık iddiası niteliğinde olduğundan, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tâbi oldukları-
İcra kefaletleri ilam niteliğinde olup, icra kefiline icra emri gönderileceği, ancak, usulüne uygun olarak verilen icra kefaletinin ilam hükmünde sayılacağı, icra kefilliği de bir tür kefalet olup, kefaletin Borçlar Kanunu'nda düzenlendiği, bu nedenlerle mahkemece, Borçlar Kanunu'nun kefalete ilişkin 583 ve 584. maddeleri uyarınca kefaletin geçerliliği araştırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İcra kefili olan şikayetçiye, asıl borçlu yönünden takip kesinleşmeden icra emri gönderilmesi usulsüz olup, mahkemece, icra emrinin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Alacaklının rehin hakkı ya da alacağı ilam veya ilam niteliğinde bir belgede tespit edilmemiş olduğundan adi nitelikte rehin sözleşmesine dayalı olarak rehnin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapılamayacağı-
Borçlu ile alacaklı kooperatif arasında düzenlenen vekaletnamenin ilamlı takibe konu edilebileceği-
İcra kefalet tutanağında; sorumlu olunan azami miktarın ve kefalet tarihinin kefilin kendi el yazısı ile yazılmadığı ve kefalet tarihinde evli olduğu anlaşılan şikayetçinin eşinin kefilliğe ilişkin rızasının bulunmadığı görülmekte olup; bu haliyle, kefalet tutanağının, kefaletin şeklini düzenleyen Türk Borçlar Kanunu'nun 583. ve 584. maddelerinde belirtilen şartlarda düzenlenmediğinin kabulü ile icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İcra kefalet tutanağında alacak miktarının gösterildiği ve şikayetçinin kefaleti tüm dosya borcuna ilişkin olup kısmi kefalet durumu da söz konusu olmadığından, şekli unsurlar bakımından geçerli bir kefaleti bulunan şikayetçinin kefalet tutanağında borç miktarının gösterilmediğine yönelik iddiası yerinde olmayıp,mahkemece; şikayetin reddine karar verileceği-
Borçlunun kefalet beyanı içeriğinden borcun tamamına kefil olduğu anlaşıldığından; icra kefilinin asıl alacak ve ferilerinden de sorumlu olacağı-
İcra kefili için öngörülen on yıllık zamanaşımı dolmadığı anlaşılmakla şikayetin reddine karar verileceği-