Kefilin kendi el yazısıyla yazılmış ifadesini içermeyen ve evli eşin rızası alınmadan düzenlenmiş icra kefalet sözleşmesinin geçerli sayılmayacağı, fakat bu husus genel mahkemede yargılama yapılmasını gerektirdiğinden şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurarak iptalinin talep edilemeyeceği-
İlam hükmünde olan icra kefalet işleminin, ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olmasının gerekeceği, icra kefilliğinin iptali isteminde bulunmuş ise de; bu hususun incelenmesinin genel mahkemede yargılamayı gerektirdiği-
Şikayetçi icra kefilliğinin iptali isteminde bulunmuş ise de; bu hususun incelenmesinin genel mahkemede yargılamayı gerektirmekte olup icra mahkemesinin takip hukuku dışında yer alan bu istemle ilgili bir görevinin bulunmadığı-
İhtiyati haciz sırasında verilen icra kefaletinin geçerli olduğu- Asıl borçlu hakkında takip iptal edilmediği sürece kefaletin geçerliliği devam edeceği- Borçlu şirket hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan icra takibi nedeniyle, ihtiyati haciz kararına dayalı olarak talimat icra müdürlüğünce yapılan ihtiyati haciz sırasında, şikayetçinin 15.000 TL için icra kefili olduğu ve kendisine asıl borçlu hakkındaki takibin kesinleşmesinden sonra, alacak miktarı 25.000 TL gösterilerek çıkarılan icra emrinin 24.05.2013 tarihinde tebliğ edildiği görülmekle, haciz tutanağında borç miktarı 15.000 TL olarak gösterildiğine göre şikayetçinin kefil olduğu miktarın 15.000 TL olduğunun kabulü gerektiği-
İlam alacaklıları, adı geçen bu ilam alacaklıları A. Ö.'e sadece tevkil yetkisi için vekalet vermiş olup, ilamdan doğan alacağını kendi adına açılacak takipte tevkil yetkisine istinaden yetkilendirilen avukatı aracılığı ile takip edebileceği-
Kısa karara dayalı olarak ilamların icrası yolu ile takip başlatılmayacağı ve icra emri gönderilemeyeceği-
İcra kefillerinin taahhüdü kambiyo taahhüdü niteliğinde bulunmadığından, onlar hakkında uygulanacak zamanaşımı süresinin TTK'na göre değil İİK hükümlerine göre belirleneceği, icra kefilinin borcu icra kefaletinden kaynaklandığı, icra kefaletinin ise İİK'nun 38. maddesinde belirtilen ilam niteliğinde bulunduğu için, bu gibi hallerde İİK'nun 39. maddesinde belirtilen 10 yıllık zamanaşımının uygulanmasının gerekeceği-
Para borcu ikrarını içeren düzenleme şeklindeki noter senetlerinin ilam niteliğinde olduğu, ancak bu senetlerin ilam sayılabilmeleri için öncelikle noterden düzenleme şeklinde yapılması ve kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içermesi gerekeceği-
Kefalet işlemi, şikayetçinin icra kefili olmadan önce ve icra kefilliği sırasında eşinin rızasının alınıp alınmadığının belirtilmemesi nedeniyle TBK'nun 584. maddesi gereğince geçerli olmadığından, kefaletin İİK'nun 38. maddesi anlamında ilam mahiyetindeki belgelerden olmadığı, mahkemece, icra emrinin iptaline karar verileceği-
İcra dairesindeki kefaletler ilâmların icrası hakkındaki hükümlere tâbi olup, icra kefaletine ilişkin başvuruların ilama aykırılık iddiası niteliğinde olduğundan, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tabi olduğu-