Somut olayda şikayetçi H.'nin icra kefili sıfatı ile takip dosyası borçlusu olduğu ve onun yönünde yapılan son işlem tarihinden şikayet tarihine kadar 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçmediğinin görüldüğü, o halde, mahkemece yukarıda açıklanan nedenlerle, borçlu (icra kefili) H.'nin zamanaşımı şikayetinin reddi yerine yazılı gerekçeyle kabulüyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkeme kararında yer verilen heyet üyelerinin isimlerinin bulunmasının tabi olduğu yönündeki genelge açıklamasının, anılan Kooperatiflerin kredi ile ilgili alacak senetlerinin ilam niteliği kazanmasına engel teşkil etmeyeceği, icra mahkemesince dayanak senedin ilam niteliği taşıdığı yönünde kesinlik taşıyan Daire bozmasına uyduktan sonra bu yönde araştırma yapılıp uyulan bozma kararının aksine yeniden hüküm oluşturulmasının usule ve esasa aykırı olduğu-
Yabancı bir ülkede o ülkenin noteri tarafından kendiliğinden düzenlenmiş olan noter senedi, düzenlendiği ülkenin resmi makamınca verilen ve Yabancı Resmi Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin Kaldırılması Hakkındaki Milletlerarası Sözleşme'nin öngördüğü hususları konu alan onay şerhini taşıyorsa kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içermesi kaydıyla, ayrıca bir tenfiz kararı alınmasına gerek olmaksızın Türkiye'de doğrudan doğruya icra edilebilecek, ilamlı icra takibinin konusunu oluşturabilecek belge, re'sen tanzim edilmiş noter senedi niteliğinde olmadığı gibi, yabancı devletin yetkili makamı veya Türk konsolosluk makamı tarafından onaylanmış olmadığından bu niteliği itibariyle söz konusu belgenin ilam niteliğindeki belge sayılamayacağı ve bu belge ile ilamlı icra takibi yapılamayacağı-
Hakkında takip yapılan borçlu yönünden usulüne uygun bir icra kefaleti olsa dahi, borçlu yönünden takip kesinleştirilmeden icra kefiline icra emri gönderilemeyeceği-
İcra takibine dayanak yapılan kısa karar HMK.nun 301.maddesine uygun bir ilam olmadığı gibi İİK.nun 38. maddesinde sayılan ilam mahiyetini haiz belgelerden de olmadığı, bu nedenle kısa karara dayalı olarak ilamlı icra takibinin yapılamayacağı, o halde mahkemece şikayetin kabul edilerek takibin iptaline karar verilmesinin gerekeceği-
İlam niteliğinde olmayan bir belgenin icra müdürlüğünce ilamlı takibe konu yapılması İİK.nun 16/2. maddesi gereğince bir hakkın yerine getirilmemesi niteliğindeki bir işlem olup borçlunun süresiz şikayet hakkının olduğu, mahkemece borçlunun şikayetinin bu nedenlerle kabulü ile icra emrinin iptaline karar verilmesinin gerekeceği-
Mahkemece, davacı her ne kadar davaya konu kredi borcunu o dönemde kooperatif müdürü olarak görev yapan kişiye ödediğini ve borcunun bulunmadığını iddia etmiş ise de, bu iddiasını ispatlar mahiyette kesin delil niteliğinde yazılı belge ibraz edemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Davanın, davalı tarım kredi kooperatifinin başlattığı ilamlı icra takibine esas senette kefil sıfatıyla ismi bulunan davacının imzanın kendisine ait olmadığı iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkin olduğu, Mahkemece, dava devam ederken değişen mevzuat gereği davacının borçtan sorumluluğu ortadan kalktığından davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davacının ilam niteliğindeki belgedeki imzayı inkar edemeyeceği gerekçesiyle davayı açmakta haksız olduğu ve bu sebeple yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerektiğine karar verildiği- Açılan iş bu dava, icra mahkemelerinin sınırlı inceleme yetkisi kapsamında olmayıp, genel mahkemede açılan menfi tespit davası olduğundan, dava tarihinde davacının dava açmakta haklı olup olmadığı hususları tartışılarak, gerekirse imza incelemesi yaptırılarak oluşacak uygun sonuç dairesinde vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin hangi tarafa yükleneceğinin belirlenmesi gerektiği-
Noter senetlerinin diplomasi ve konsolosluk temsilciliklerince onaylanması zorunluluğu kaldırılarak borç kabul belgesinin düzenlendiği ülkenin yetkili makamınca tasdikinin yeterli olduğu kabul edildiğinden, takibe dayanak Münih Noterliğinin “Hemen İcrası Kabil Borç Kabul Taahhütnamesi”nin İİK. mad. 38. gereğince para borcu ikrarını havi re'sen tanzim edilen noter senetleri mahiyetinde olup ilamlı takibe konu edilebileceği-