İİK. madde 21/2. uyarınca ipotek senedinde yazılı olan adrese takip dayanağı ilam uyarınca tebliğ çıkarılıp,icra emrinin bila tebliğ iade edilmesi halinde alacaklının Tebligat Kanunu 35.madde uyarınca yine aynı adrese tebligat göndermesi gerekeceği-
İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın rehinle temin edilmemiş olması ve muaccel olması yeterli olup, alacağın dayanağı olan belgenin kambiyo senedi vasfında olma zorunluluğu da bulunmadığı, diğer yandan para alacağına ilişkin ilamların, İİK'nın 38. maddesi gereğince kesinleşmeksizin hüküm doğurabilecek nitelikte ilamlar olduğu, davacının alacağının İİK'nın 257. ve 264. maddeleri kapsamında takibe geçildiğinden ve menfi tespit davası reddedildiğinden muaccel bir alacak olduğu ve rehinle de temin edilmediği, yasanın aradığı ihtiyati haciz koşullarının mevcut olduğu-
Somut olayda şikayetçi H.'nin icra kefili sıfatı ile takip dosyası borçlusu olduğu ve onun yönünde yapılan son işlem tarihinden şikayet tarihine kadar 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçmediğinin görüldüğü, o halde, mahkemece yukarıda açıklanan nedenlerle, borçlu (icra kefili) H.'nin zamanaşımı şikayetinin reddi yerine yazılı gerekçeyle kabulüyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkeme kararında yer verilen heyet üyelerinin isimlerinin bulunmasının tabi olduğu yönündeki genelge açıklamasının, anılan Kooperatiflerin kredi ile ilgili alacak senetlerinin ilam niteliği kazanmasına engel teşkil etmeyeceği, icra mahkemesince dayanak senedin ilam niteliği taşıdığı yönünde kesinlik taşıyan Daire bozmasına uyduktan sonra bu yönde araştırma yapılıp uyulan bozma kararının aksine yeniden hüküm oluşturulmasının usule ve esasa aykırı olduğu-
Yabancı bir ülkede o ülkenin noteri tarafından kendiliğinden düzenlenmiş olan noter senedi, düzenlendiği ülkenin resmi makamınca verilen ve Yabancı Resmi Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin Kaldırılması Hakkındaki Milletlerarası Sözleşme'nin öngördüğü hususları konu alan onay şerhini taşıyorsa kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içermesi kaydıyla, ayrıca bir tenfiz kararı alınmasına gerek olmaksızın Türkiye'de doğrudan doğruya icra edilebilecek, ilamlı icra takibinin konusunu oluşturabilecek belge, re'sen tanzim edilmiş noter senedi niteliğinde olmadığı gibi, yabancı devletin yetkili makamı veya Türk konsolosluk makamı tarafından onaylanmış olmadığından bu niteliği itibariyle söz konusu belgenin ilam niteliğindeki belge sayılamayacağı ve bu belge ile ilamlı icra takibi yapılamayacağı-
Hakkında takip yapılan borçlu yönünden usulüne uygun bir icra kefaleti olsa dahi, borçlu yönünden takip kesinleştirilmeden icra kefiline icra emri gönderilemeyeceği-
İlam niteliğinde olmayan bir belgenin icra müdürlüğünce ilamlı takibe konu yapılması İİK.nun 16/2. maddesi gereğince bir hakkın yerine getirilmemesi niteliğindeki bir işlem olup borçlunun süresiz şikayet hakkının olduğu, mahkemece borçlunun şikayetinin bu nedenlerle kabulü ile icra emrinin iptaline karar verilmesinin gerekeceği-
İcra takibine dayanak yapılan kısa karar HMK.nun 301.maddesine uygun bir ilam olmadığı gibi İİK.nun 38. maddesinde sayılan ilam mahiyetini haiz belgelerden de olmadığı, bu nedenle kısa karara dayalı olarak ilamlı icra takibinin yapılamayacağı, o halde mahkemece şikayetin kabul edilerek takibin iptaline karar verilmesinin gerekeceği-
Mahkemece, davacı her ne kadar davaya konu kredi borcunu o dönemde kooperatif müdürü olarak görev yapan kişiye ödediğini ve borcunun bulunmadığını iddia etmiş ise de, bu iddiasını ispatlar mahiyette kesin delil niteliğinde yazılı belge ibraz edemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-