Mahkeme huzurunda yapılan sulhlar, kabuller ve para borcu ikrarını havi re'sen tanzim edilen noter senetleri, istinaf ve temyiz kefaletnameleri ile icra dairesindeki kefaletlerin, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabi olduğu, bu maddedeki icra kefaletlerinin müteselsil kefalet hükmünde olduğu-
İcra kefilinin kendisi yönünden henüz takip kesinleşmeden maaş haczine verdiği muvafakatın geçersiz olduğu-
İcra kefilinin, icra emri tebliği ve sürelerden feragat etmiş olsa bile, icra emri tebliğ edilip takip kesinleşmeden adı geçen icra kefilinin mallarına haciz konulamayacağı-
Üçüncü kişilerin, icra dairesi önünde takip borçlusunun borcuna kısmen veya tamamen kefil olması, diğer bir ifade ile borcun ödenmesini kısmen veya tamamen üstlenmesi halinde icra kefaleti doğacağı-
TBK. mad. 583'ün icra kefaletleri için de geçerlik şartı olduğu- Şikayetçinin, icra kefili oluğuna dair beyanının altını "kendi rızamla" ibaresi ile birlikte imzalamasına karşın, icra kefaleti yükümlülüğü altına girdiğini kendi el yazısı ile belirtmemesi ve sadece icra memurunca tanzim edilen tutanağın altını imzalaması halinde, bu icra kefaletinin geçersiz olacağı-
İpotek resmi senedinde geçen adres yetersiz yazılarak çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde ilanen tebligata esas alınamayacağı- Adresin meçhul olması halinde keyfiyetin, tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tespit edileceği, tebliğ çıkaran mercii, muhatabın adresini resmi veya hususi müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine soracağı ve zabıta vasıtası ile tahkik ve tespit ettireceği- İlanen tebligatın başvurulacak son yol olduğu, adres araştırmasının geniş bir çerçeve içerisinde ele alınıp soruşturmanın çok yönlü yapılması (resmi ve hususi müessese ve dairelerden örneğin seçim kurullarından, vergi dairesinden araştırma yapılarak) ve bundan sonuç alınmaması halinde ilanen tebliğe gidilmesi gerektiği- Yalnızca Tapu Sicil Müdürlüğünden adres sorulmakla yetinildiğinden, borçlunun adresi zabıta marifetiyle tespit ettirilmeden ilanen tebligat yapılmasının isabetsiz olduğu- İİK. mad. 127 gereğince taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- 
TBK.’nun 584. maddesi uyarınca kefilin kendi eşinin rızası olmaksızın vermiş olduğu kefaletin geçersiz olduğu-
İcra dairesindeki kefaletlerin, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabi olduğu (İİK. mad. 38), icra kefiline karşı (ilam niteliğindeki icra kefaletine dayanılarak) ayrı bir ilamlı icra takibi yapılabileceği gibi, icra kefaletinin verildiği asıl takip dosyasında takibin icra kefiline karşı yürütülmesinin de mümkün olduğu, ayrıca İİK. mad. 34. gereğince, ilam mahiyetinde olan belgeye dayanılarak alacaklı tarafından Türkiye’deki her icra dairesinde takip yapılabileceği-
İİK. madde 21/2. uyarınca ipotek senedinde yazılı olan adrese takip dayanağı ilam uyarınca tebliğ çıkarılıp,icra emrinin bila tebliğ iade edilmesi halinde alacaklının Tebligat Kanunu 35.madde uyarınca yine aynı adrese tebligat göndermesi gerekeceği-
İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın rehinle temin edilmemiş olması ve muaccel olması yeterli olup, alacağın dayanağı olan belgenin kambiyo senedi vasfında olma zorunluluğu da bulunmadığı, diğer yandan para alacağına ilişkin ilamların, İİK'nın 38. maddesi gereğince kesinleşmeksizin hüküm doğurabilecek nitelikte ilamlar olduğu, davacının alacağının İİK'nın 257. ve 264. maddeleri kapsamında takibe geçildiğinden ve menfi tespit davası reddedildiğinden muaccel bir alacak olduğu ve rehinle de temin edilmediği, yasanın aradığı ihtiyati haciz koşullarının mevcut olduğu-