Davacının ıslah dilekçesinde faiz talebi olmadığı halde kıdem tazminatı, işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücretinin ıslah ile artırılan kısımlarına faiz yürütülmesinin HMK. nun 26. maddesinde belirtilen taleple bağlılık kuralına aykırı olduğunun düşünülmemesinin hatalı olduğu-
Murisin ödemeden acz içinde bulunması veya terekenin borca batık olması halinde mirasçıların süreye bağlı olmaksızın mirası reddedebilecekleri; ancak, mirasçıların olağan yönetimi aşan işleri yapmaları, tereke mallarını gizleyerek tasarrufta bulunmaları halinde mirasın reddi haklarını kaybedecekleri-
Alacaklı tarafından genel kredi ve teminat sözleşmesine kefalete dayalı olarak genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız takipte, borçlunun, emekli ikramiyesine konulan haczin taşkın haciz olduğundan bahisle kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece hukuki tavsifte hataya düşülerek istemin haczedilmezlik şikayeti olarak nitelendirilerek reddine karar verilmesinin hatalı olup, taşkın hacze yönelik şikayet olarak ele alınıp sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece; taleple bağlılık ilkesi nazara alınarak istemin, İİK'nun 169. maddesi gereğince ödeme iddiasına dayalı borca itiraz niteliğinde olduğu gözetilip, anılan madde doğrultusunda inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, talep ve alacaklının bu yönde bir kabulü olmadığı halde takip konusu senetlerin kredi ilişkisi nedeniyle verildiği gerekçesiyle takibin iptali yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Davacının dava dilekçesinde, zeytin ağaçları yönünden herhangi bir talebi olmadığı halde, HMK'nun 26. made hükmünde yer alan Taleple Bağlılık İlkesi'ne aykırı olarak zeytin ağaçları yönünden el atmanın önlenmesine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Davacı ortaklığın giderilmesi davası sonucunda yapılan satış işleminden sonra kendisine tapu ve mirasçılık belgesindeki payından daha az ödeme yapıldığını ileri sürerek yasal faiziyle diğer paydaşlardan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsilini talep etmiş olduğundan görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu; talebin yanlış değerlendirilerek mahkemenin görevsizliğine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Pompa bakımından çekişmenin giderilmesi isteğine ilişkin parsele elatmanın önlenilmesi istenilmediğinden taleple bağlılık ilkesi gereğince elatmanın önlenmesi kararı verilemeyeceği-
1086 sayılı HUMK zamanında açılan bir davada iddianın yazılı delil ya da yazılı delil başlangıcı niteliğindeki bir belge ile ispat edilememesi halinde delil listesindeki açıklamaya bakılması gerekeceği, buna göre delillerinde "her türlü yasal delil" şeklinde bir ifadeye yer verilmiş ise ilgilinin yemin deliline dayandığının kabul edileceği ve yemin teklif etme hakkının hatırlatılacağı-
HMK'nun 26. maddesinde talepten fazlasına veya talepten başkasına hükmedilemeyeceği düzenlenmiş olup eldeki davayı Maliye hazinesi davacı sıfatıyla açmıştır.Maliye Hazinesinin dava ettiği yerin bir bölümünün orman sınırları içerisinde kalması nedeniyle dahili davacı sıfatıyla Orman Bölge Müdürlüğü davaya dahil edilmesinin doğru olmadığı- Mahkemece talep aşılmak suretiyle orman sınırları içerisinde kalan 2/B harfiyle gösterilen 157,03 m2 lik bölümü yönünden de elatmanın önlenmesine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Davaya konu bahçelerdeki ürünlerin dava dışı kimse tarafından tereke temsilcisi olduğu dönemde toplattırılıp elde edilen gelirin halen adı geçende olduğundan, ürün bedelinden tereke temsilcisinin sorumlu olduğunun kabulü gerekeceği,mahkemece; davacı vekilinin talebi ile bağlı kalınarak; budama, sulama, gübreleme masraflarının tespit ettirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-