Açılan menfi tespit istemine ilişkin davada mahkemece, menfi tespit konusunda hüküm kurulması gerekirken eda hükmü içerecek şekilde itirazın iptali ve takibin devamı şeklinde hüküm kurulamayacağı-
Davacı taraf dava dilekçesinde, yargılama oturumlarındaki beyanlarında ve ıslah dilekçesindeki açıklamalarında, tasfiye tarihindeki değer üzerinden talepte bulunduğu halde, talep aşılmak suretiyle talep edilmeyen farklı bir şeye hükmedilemeyeceği halde, ödeme tarihindeki kur üzerinden belirsiz TL alacağına hükmedilmiş olmasının doğru olmadığı-
Hizmet tespitine yönelik davalarda davacı işçinin çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliği dikkate alınarak, ücretinin ve davalı SGK'na (Devredilen SSK) davalı işveren tarafından ödenen ve ödenmesi gereken primlerin miktarının belirlenebilmesi amacıyla prime esas kazancın tespitinde, gerçek ücretin esas alınması gerektiği- Davacı tarafından tüm çalışma süresine ilişkin prime esas kazancın tespiti talep edilmesine rağmen, dava konusu dönemler yönünden aylara ve yıllara göre tespiti istenilen ücretin ne kadar olduğu ayrı ayrı açıklanmadan, aylık net ücretin ... TL olduğu belirtilerek prime esas kazancın tespitinin talebi hatalı olduğu- Mahkemece, davacının tespitini istediği "prime esas kazancın aylara ve yıllara göre ne kadar olduğu ayrı ayrı açıklattırılarak" davacının talebinin somutlaştırılması gerektiği- Ücret miktarı, HUMK 288'de (HMK 200.'de) belirtilen sınırları aşıyorsa, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe haiz olarak düzenlenmiş bulunmak kaydıyla işçinin imzasının bulunduğu aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle ispatı mümkün olduğundan buna göre araştırma yapılması gerektiği-
Sıra cetveline itiraz davasında, davacı vekilinin, 19.10.2009 tarihli sıra cetvelinde davalının alacağının muvazaalı olması nedeniyle sıranın iptalini talep ettiği halde mahkemece 04.01.2011 tarihli sıra cetvelinin iptaline karar verilmesinin 6100 s. HMK'nın 26. maddesine aykırı olduğu-
17. HD. 05.02.2018 T. E: 2017/2876, K: 577-
Menfi tespit davasında borçlu olunan miktar üzerinden olumlu tespit hükmü kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacı, ıslah dilekçesi ile alacağının Dolar ve Avro üzerinden tahsilini talep ettiği, mahkemece emredici nitelikteki anılan yasa maddesi hükmüne aykırı olarak, Türk Lirası üzerinden hüküm kurduğu;mahkemece, davacının ıslah dilekçesi ve taleple bağlılık ilkesi gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirdiği-
Davacı alacaklının, dava dilekçesinde davalının kısmi itirazının kaldırılması ve 9.600,00 TL asıl alacağın %40 ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ettiği, mahkemece asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına karar verilmesinde bir isabetsizlik yok ise de talep aşılarak ve borca kısmi itiraz edildiği gözardı edilerek.12.600,00 TL üzerinden icra inkar tazminatına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Hâkimin, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği, duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebileceği-
HMK. mad. 33 uyarınca, hukuki tavsif hakim tarafından yapılsa da, yapılan başvurunun "tebligat usulsüzlüğü" şikayeti olarak kabulü ile tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve takibin kesinleşmesinden önceki hacizlerin fekkine karar verilmesi isabetli ise de; hakim, talepten fazlaya ya da başka bir şeye hükmedemeyeceğinden, takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği-