Dava dilekçesindeki ''...4 yıl içerisinde yıllık izin kullandırılmadığı'' şeklindeki açıklamadan yıllık izin ücretinin 4 yıl için talep edildiği anlaşıldığından, gerek talep aşımı gerek maddi vakıa aşımı yapılarak 110 gün için hesaplanan yıllık izin ücretinin hüküm altına alınmasının HMK'nun 25. ve 26. maddelerine aykırı olduğu-
Hakimin talepten fazlasına karar veremeyeceği-
Ittıla tarihinin şikayetçi tarafından bildirilen tarih olarak kabulü gerekirken (HMK. mad. 26), daha sonraki muhtıra tebliğ tarihi olarak kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Davacı, dava konusu daireye düşen arsa payı belirlenerek tapu kaydının iptaline ve vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiş olup, mahkemece gerekçe kısmının son paragrafında; davacının tescil olmaz ise alacağa karar verilmesini istediğini, yapılan ödemenin HMK'nın 200. ve devamı maddelerine göre ispatlanamadığını, teklif edilen yemin üzerine davalıların oturumda parayı almadıklarına dair yemin ettiklerini belirterek, bu yönden de davanın reddine karar verildiği; davacının talebi tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olup, alacak istemi olmadığından alacak hakkında hüküm kurulamayacağı-
Kendisine mirasbırakan tarafından açıklanan yolla kazandırma yapıldığının saptanması halinde davalı yasal mirasçı olmadığına göre, adı geçene yapılan kazandırmanın mirasta denkleştirme hükümleri çerçevesinde terekeye iadesinin hukuken olanaklı olmadığı, mirasbırakanın davalıya sağlığında yaptığı iddia edilen kazandırma başka bir hukuki ilişki ortaya konulmadığına göre, "karşılıksız teberru" niteliğinde olup, davacıların saklı payları zedelenmiş ise koşullarının varlığı halinde ancak tenkise tabi tutulabileceği-
Takip konusu senedin sahte imza ile düzenlendiğine ilişkin Başsavcılığının soruşturma dosyası imza sirküleri gözönünde bulundurularak yaklaşık ispat koşulu sağlandığından ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiği- Davacının İİK'nun 72/3.maddesi gereğince icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir talebinde bulunduğu, dolasıyla HMK'nun 26.maddesi gereğince taleple bağlılık kuralı gözönünde bulundurularak ihtiyati tedbir talebinin bu kapsamda değerlendirilerek kabulüne karar verilmesi gerekirken reddedilmesinin doğru görülmediği-
"Satış talebinin reddine yönelik işlemin iptali"ne ilişkin şikayetin diğer borçlu yönünden de HMK. mad. 25, 26 gözetilerek incelenmesi gerektiği-
Manevi tazminatın takdirinde TBK'nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulacağı- Talep edilmeyen geçici işgöremezlik tazminatına hükmolunamayacağı (HMK. mad. 26)-
İcra müdürlüğünce yapılan maaş hacizlerinin ve yapılması gereken kesintilerin İİK. mad. 355 uyarınca bildirilmesi üzerine, İl Müftülüğü’nce düzenlendiği anlaşılan ve maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın "sıra cetveli" niteliğinde olmadığı- Hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlıysa da, hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re'sen uygulayıp neticeye vardırmakla yükümlü olduğundan, mahkemece, davanın (TBK. mad. 19) muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğunun kabulü ile ispat yükü yönünden genel ilkelere uygun olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiği-
Asıl alacağa ticari temerrüt faizi yerine ticari faiz işletilmesi talep edilmiş olup, ticari faizin karşılığının (19. HD. uygulamalarına göre) yasal faiz olduğu- Mahkemece HMK. mad. 26’ya aykırı olarak talep aşımı yapılarak, asıl alacağa dava tarihinden itibaren değişen ve değişecek oranlarda avans faiz uygulanmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-