Davacının, eldeki davada, davalı üniversitede öğrenim gördüğü sırada, başarısız olduğu dersleri bir sonraki eğitim öğretim döneminde tekrar ederken, yeni ders almadığı halde, yeniden dönem ücreti alınmasının haksız olduğunu ileri sürerek, dönem tekrarı nedeniyle ödemiş olduğu ücretin tahsilini istediği; mahkemenin ise, her nasılsa dava konusunu, davacının yaz okuluna gitmesi nedeniyle davalıya ödemek zorunda kaldığı bedelin tahsiline dair istem olarak tespit ettiği; yargılama sırasında bu hususu araştırdığı ve gerekçede de açıklandığı üzere, yaz okulu ücretinin iadesi talebinin reddine karar verildiği, hal böyle olunca, mahkemece, davacının talebinden başka hususlar hakkında karar verildiğinin anlaşıldığı-
Sadece bir davalıdan manevi tazminat istendiği halde, manevi tazminattan her iki davalının da sorumlu tutulmasının hatalı olduğu-
Mahkemece, davanın kabulüne karar verildiği halde davacıların menfi tespit talebi hakkında hüküm kurulmadığı, cezai işlemin iptaline ve çekişmenin önlenmesine karar verildiği, taleple bağlılık ilkesi gözetilerek davacıların menfi tespit talebi doğrultusunda hüküm kurulması ve davacılar yararına hükmedilecek vekalet ücretinin de buna göre değerlendirilmesi gerekeceği-
Talep sonucu anlaşılabilir şekilde ortaya koymamış olan davacıya taleplerinin açıklattırılması gerektiği-
Davacı ile davalı ard arda gelen cirantalar olup, bu hale göre taraflar arasında senedin verilmesine esas teşkil eden bir temel ilişkinin bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği- Mahkemece bu yön gözetilmeden davacının takibe konu senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinin hatalı olduğu- Davacı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan takipten dolayı borçlu olmadığının tespitini istemesine rağmen HMK. nun 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak talep dışı bir karar verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğu-
Dava konusu olayda davacının, dairenin rayiç bedelini istemiş olmakla sözleşmeden dönmüş olup, artık sözleşme devam ediyormuş gibi kira kaybı isteyemeyeceği- 6100 sayılı HMK.’nın “taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26/1 maddesinde hâkimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğunun ve talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceğinin hüküm altına alındığı-
Davalı ile kampayalı daire satış sözleşmesi imzaladığını, dairenin teslim tarihi 15.10.2014 olarak kararlaştırılmasına rağmen zamanında teslim edilmediğini ve dairenin projeye aykırı yapıldığını ileri sürerek dairenin geç teslim edilmesinden dolayı 1.259,00 TL, projeye aykırılık dolayısıyla oluşan değer kaybı için 7.432,00 TL olmak üzere toplam 8.691,00 TL'nin 30/06/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline-
Menfi tespit davasında, davacının senetlerin korkutma yolu ile alındığı iddiasını kanıtlaması gerekirken, mahkemece yapılan araştırmada davacının cumhuriyet savcılığında verdiği ifadesi dikkate alınarak korkutma iddiasının dışına çıkılarak davanın kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Davacının talebi alacağın tahsiline yönelik olduğu halde mahkemece talep dışında itirazın iptaline karar verilerek hüküm tesis edildiği, 6100 sayılı HMK.’nın “taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26/1. maddesi uyarınca, mahkemenin talepten başka bir şeye karar vermesinin mümkün bulunmadığı-
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemine ilişkin davada takibe konu edilmeyen dönem de dahil edilerek alacak miktarı hesap edilmesinin hatalı olduğu-