Davacının zararının tahsilini talep ettiği davalılar arasında hakkında hüküm kurulan bir kişinin yer almadığı, karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK 26. madde (eski HUMK 74.md) hükmünce hakimin tarafların talepleriyle bağlı olup, talep dışına çıkarak karar veremeyeceği-
Dava konusu çekin bankaya ibraz edilmediğinden bahisle kambiyo senedi vasfını taşıyıp taşımadığı, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 704’üncü maddesi hükümleri çerçevesinde taraf delillerinin değerlendirilmesinin gerekip gerekmediği, ispat külfetinin davacıda olup olmadığı-
Mahkemece hüküm kurulurken dava dilekçesinde talep konusu olmayan dosyalar değerlendirilerek sonuca ulaşıldığı, dava dilekçesinde talep konusu olan dosyalara göre değerlendirme yapılıp hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davalılar arasındaki hukuki ilişkinin işyeri devri olduğu- Davacının ücreti, hizmet süresi vs. taraflar arasında ihtilaflı olduğundan, davacının davayı belirsiz alacak davası olarak açmasında bir usulsüzlük bulunmadığı- Davacı Mayıs ayı ücretinin yarısının ödenmediğini iddia ederek buna göre talepte bulunduğundan, mahkemece talep aşılarak karar verilmesinin hatalı olduğu-
HMK.'nın 26. maddesinin açık hükmünden de anlaşılacağı üzere hâkimin, iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlı olup, talepten fazlasına veya başkasına hükmedemeyeceği-
Mahkemece harcı yatırılan bedelin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline ilişkin hüküm kurulması gerekirken, talep olmadığı ve harçlandırılmadığı halde asıl alacağa temerrüt tarihinden dava tarihine kadar işlemiş faiz miktarı tespit edilerek bu miktarın da tahsiline karar verilmesinin talep aşımı niteliğinde olduğu-
Davacının, dava dilekçesinde belirtmiş olduğu miktara ilişkin beyanının kendisini bağladığı, buna göre mahkemece, taleple bağlılık ilkesi ve dava dilekçesi gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, aksi düşünce ile yazılı şekilde karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Mahkemece, davacının isteminin müştereken ve müteselsilen istemine yönelik olduğu anlaşılmış olması gerekçesiyle emredici nitelikteki anılan yasa maddesi hükmüne aykırı ve talep edilenden farklı olarak belirlenen tazminat miktarı bakımından davalıların ortak sorumluluğuna yönelik karar verildiği, HMK.’nın “taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26/1. maddesi uyarınca, mahkemenin talepten başka bir şeye karar vermesinin mümkün olmadığı-
Kamu hizmetinin görülmesi sırasında ve hizmet kusurundan doğan zararların gideriminde idari yargı görevlidir olduğundan, davalı Belediye Başkanlığı yönünden yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği- HMK mad. 26 uyarınca hâkim, tarafların talep ve sonuçlarıyla bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceğinden, talebi aşabilecek şekilde hüküm kurulamayacağı-
Dava dilekçesinde talep edilen iki daire arasındaki değer farkının bilirkişiye hesaplatılarak hüküm altına alınması gerekirken, HMK. mad. 26/1'e aykırı olarak talebin aşılarak, diğer daireler arasındaki değer farkını da hesaplayan bilirkişi raporuna göre karar verilmesinin hatalı olduğu-