Dava dilekçesinde olay tarihinden itibaren yasal faiz talep edildiği, ıslah dilekçesinde ise dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edildiği halde; mahkemece, ıslah ile artırılan meblağ yönünden de olay tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesinin doğru olmadığı, şu durumda mahkemece, davacı tarafından ıslah dilekçesi ile artırılan miktar yönünden taleple bağlılık ilkesi gereğince, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekeceği-
Mahkemece, 6100 sayılı HMK.’nun “taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26/1 maddesinde ki hâkimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu ve talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği hükmüne aykırı olarak karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
HMK mad. 26'ya göre; hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği, duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebileceği belirtildiğinden, mahkeme kararının bu hükme aykırı olduğu-
Davacı tarafın talebi aşılarak, dava dilekçesinde ya da dava dilekçesinin ıslahı suretiyle, temerrüt faizi talep edilmediği halde, temerrüt faizinin de hüküm altına alınmasının doğru olmadığı-
Davacının düğünde takılan ...... TL para talebine yönelik ise olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmadığı anlaşıldığından, mahkemece, düğünde takılan ..........' ye yönelik, mevcut olup olmadığının dosyadaki fotoğraf ve tanık beyanlarına göre tespit edilerek, olumlu veya olumsuz hüküm kurmak gerekirken, belirtilen hususlar dikkate alınmadan hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı-
Mahkemece, davacının talebine uygun değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken, bu talebini aşar şekilde ihtar masraf bedeline hükmedilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davalının vekaleten yaptığı işleme ilişkin hesap vermediği ve vekaleti kötüye kullandığı sabit ise de, davacının dava konusu taşınmazdaki hissesi ½ oranında olup, mahkemece, bu husus dikkate alınmamış olup davacının hissesi dikkate alınmaksızın taşınmazın tamamını kapsar şekilde kurulan hükmün usul ve yasaya aykırı olduğu- Davacı davasını açarken, davalının belediyeye verdiği parayı ödemek şartı ile hissesinin davalı şirket üzerindeki kaydının iptali ile adına tesciline mümkün olmaması halinde hissesinin devir tarihindeki rayiç değerinin faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiş olup mahkemece, belediyeye ödenen bu satış bedeli dikkate alınmaksızın hüküm tesis edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-Davacının devir tarihindeki rayiç değerin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemesine karşın, mahkemece, dava tarihindeki rayiç değere hükmedilmesinin HMK'nın 26.maddesine aykırı olduğu-
İddianın ileri sürülüş biçimi ve dava dilekçesinin içeriği birlikte değerlendirildiğinde, davacının ehliyetsizlik, aşırı yararlanma (gabin), yanılma (hata) ve aldatma (hile) hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğu- Hukuki sebeplerden bir tanesinin diğer hukuki sebebin incelenmesine olanak verir niteliği bulunduğu sürece önem ve lüzum derecesine göre birden fazla hukuki sebep aynı davada inceleme ve araştırma konusu yapılabileceği- Dayanılan nedenlerden birinin ehliyetsizlik olması halinde, kamu düzeniyle ilgili bulunması ve ehliyetsizliğin saptanması halinde öteki nedenlerin incelenme gereğinin ortadan kalkacağı hususları dikkate alındığında öncelikle bu neden üzerinde durulması gerektiği- Bir kimsenin ehliyetinin tespitinin şahıs ve malvarlığı hukuku bakımından doğurduğu sonuçlar itibariyle ne kadar büyük önem taşıdığı- Temyiz kudretinin yokluğu, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk gibi salt biyolojik nedenlere değil, aynı zamanda bilinç, idrak, irade gibi psikolojik unsurlara da bağlı olduğundan, akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi biyolojik ve buna bağlı psikolojik nedenlerin belirlenmesi, çok zaman hakimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirdiği, bu yönde en yetkili sağlık kurulundan, özellikle Adli Tıp Kurumu Dördüncü İhtisas Kurulundan rapor alınması gerektiği- Akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceği- Akit tarihi itibariyle davacının hukuki ehliyete haiz olup-olmadığının saptanması için Adli Tıp Kurumundan rapor alınması, ehliyetsiz olduğu saptanır ise davacıya vasi tayin ettirilerek davaya vasi huzurunda devam olunması, ehliyetli olduğu saptanır ise davada dayanılan diğer hukuki nedenler bakımından inceleme yapılması gerektiği- HMK'nın 26. maddesine aykırı şekilde taşınmazlardaki diğer ortakların paylarının kabul kapsamına alınmasının da hatalı olduğu-
8. HD. 26.09.2018 T. E: 1982, K: 16360-
Menfi tespit davası bozmaya uyularak-