Alacaklının ihale bedeli ile karşılanmayan alacağı için kesin rehin açığı belgesi alarak, borçlunun sıfatına göre iflas veya haciz yoluyla takip yapmasının gerekeceği, aynı takip dosyasından borçlunun diğer mallarının haczini isteyemeyeceği, aynı takip dosyasında konulan hacizlerin usulsüz olduğu-
Kefilin, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmesi halinde, alacaklının, asıl borçluya müracaatla rehinleri paraya çevirtmeden önce kefil aleyhine de takibat yapabileceği ancak kefilin kefalet borcunun teminatı olarak rehin verilmişse İİK’nın 45. maddesi uyarınca kefil hakkında ihtiyati haciz istenemeyeceği-
Kefalet borcunun teminatı olarak rehin verilmişse İİK’nın 45. maddesi uyarınca kefil hakkında ihtiyati haciz istenmemesi gerekeceği-
İİK'nın 45. maddesine göre, asıl alacağın borçlusu tarafından alacağı temin etmek üzere rehin verilmiş olması halinde bu alacağa ilişkin olarak rehne başvurulmadan, ihtiyati haciz kararı verilmesi mümkün olmamakla birlikte müşterek borçlu müteselsil kefiller yönünden kefil oldukları miktar için ayrıca kefaletin rehinle teminatı söz konusu değilse bu kişiler hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesinin mümkün olduğu-
Mahkemece, tüm dosya kapsamı ve toplanan delillere göre, ihtiyati haciz kararının bonoya dayalı olarak verildiği, İİK mad. 45'e yollamasıyla aynı Yasa'nın 167. maddesi uyarınca ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takibin kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapılmasına engel teşkil etmediği, itiraz eden vekilinin diğer itirazlarının da İİK mad. 265 de belirtilen sınırlı itiraz sebepleri kapsamında olmadığı-
Talep ihtiyati hacze ilişkin olup, İİK'nın 45. maddesi hükmü uyarınca rehin ve ipoteği aşan miktar için asıl borçlu yönünden ihtiyati hacze karar verilmesi gerekeceği- Asıl borçlu yönünden ipotek ve rehni aşan bölüm bakımından da istemin reddinin isabetsiz olduğu- İpoteğin borçlu lehine verilmiş olması nedeniyle ipotek miktarı ve aşan kısmı bakımından kefillere başvurulabileceği, ancak TBK. mad. 586/2 uyarınca ancak menkul rehni tutarında kefillere gidilemeyeceği-
borçlu adına ödeme emrinin, takibin dayanağı olan ve alacaklı ile imzalanan ve anılan şahsın müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığı kredi sözleşmesinde beyan ettiği adresine çıkarıldığı, tebliğ edilemeden iade edilmesi üzerine Tebligat Kanunu'nun 35.maddesi gereğince tebliğ edildiği görülmekle, söz konusu sözleşmedeki borçlunun beyan ettiği adres, Tebligat Kanunu'nun 35/son maddesinde belirtilen nitelikteki adreslerden olduğundan ve yeni adresin bildirildiği de iddia ve ispat edilemediğinden, bu adrese Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre yapılan tebliğ işleminde yasaya aykırı bir yön bulunmayıp, tebligat usulüne uygun olduğu-
Müşterek borçlu-müteselsil kefil, ipoteği kendi kefaletini de karşılayacak şekilde borca yetecek miktarda vermişse, alacaklının sadece İ.İ.K.'nun 45.maddesi göre, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği; aksine olarak ipotek, sadece borçlu lehine yada kredi sözleşmesindeki borç için verilmişse kefilin kendi kefaletini karşılamayan arta kalan borç miktarı için alacaklı İ.İ.K.'nun 45.maddesine başvurma zorunluluğu olmadan, Borçlar Kanunu'nun 487.maddesine göre tüm alacak için tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile genel haciz yoluyla takip yapabilmesi gerekeceği-
Mahkemece, icra dosyasındaki satış bedelinin tüm alacaklıların alacağını karşılamadığı, bu nedenle sıra cetveli düzenlendiği, sıra cetvelinde rehin alacaklısına öncelik verildiği, alacakların satış tarihi itibarıyla ulaştıkları miktar dikkate alınarak sıra cetveli düzenlendiği, şikâyetçi alacağının da satış tarihi itibarıyla tespit edildiği ve düzenlenen sıra cetvelinin yasaya uygun olduğu gerekçesiyle şikâyetin reddine karar vermiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-