Taşıt kredisinden kaynaklanan tüketici kredisi olduğu ve şikayetçi borçlunun söz konusu kredi sözleşmesinin kefili olduğu, takibin asıl borçlu ile beraber şikayetçi kefil hakkında başlatıldığı görülmekle, mahkemece, 4077 s. K. mad. 10/3 uyarınca inceleme yapılması gerektiği-  4077 s. K. mad. 15 uyarınca, alacaklının, asıl borçlu aleyhine icra takibi yapıp, takip semeresiz kalmadıkça kefilden borcun ifasını isteyemeyeceği- Hakimin borçlunun taleplerin her biri hakkında karar vermesi gerektiği-
Takip konusu borç için verilmiş ipotek varken ilamsız takip yapılamayacağına ilişkin şikayetin (İİK. mad. 45) süresiz olarak yapılabileceği-
Davacı taşınmazı ipotek ile yükümlü olarak satın aldıktan sonra davalı ile tarihinde bayilik sözleşmesi ve ayrıca aynı tarihli “Protokol” başlıklı sözleşmeyi imzalayarak 5 yıl süre ile davalının bayisi olmayı kabul ve taahhüt etmiş olup protokolden anlaşıldığı üzere taşınmazın teminat vasfı istasyonun 5 yıl süre ile işletilmesi sırasında devam edecek olup 5 yıl süreli olan sözleşme bitmeden ve mutabakat sağlanmadan davacının ipoteğin kaldırılmasını isteyemeyeceği- Davalı tarafından başlatılan ilamsız icra takibi itiraz edilmeksizin kesinleştirilmiş ve davacı takibin kesinleştirilmesinden sonra davalı ile tarihli protokol ve bayilik sözleşmesini imzalamış olduğundan davalının icra takibinde kötü niyetli olduğundan söz edilemeyeceği-
Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkin icra takibine yapılan itirazın iptali istemi- Davalılar, asıl borçlu lehine rehin vermişler ise, asıl borçlu dışındaki kefiller hakkında İİK. mad. 45/1 hükmü uygulanamayacağından ve ilamsız icra yoluyla takibe geçilebileceğinden, mahkemece rehin sözleşmeleri incelenerek rehnin, "asıl borçlu" lehine mi, yoksa davalılara kendi kefalet borçlarının lehine mi verildiği hususunun gözetilmesi gerektiği-
Rehnin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinin ıslah yolu ile alacak davasına dönüştürülemeyeceği-
Borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile, elinde kambiyo senedi bulunan alacaklı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilirse de; öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiğinden, tercih hakkını bu takip türünden yana kullanmış olan alacaklının aynı borca ilişkin olarak (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla olsa da) kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapamayacağı- İİK. mad. 45/1 uyarınca rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip sonucunda rehin tutarı borcu demeye yetmez ise, alacaklının kalan alacağını iflas veya haciz yolu ile takip edebileceği- Kamu düzenine ilişkin bu hususun süresiz olarak şikayet konusu yapılabileceği-
Rehnin (taşınır ve taşınmaz) paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip sonunda, alacaklı alacağın karşılanmayan kısmı için ilamlı veya ilamsız takip yapabileceği-
Takip konusu borç için verilmiş ipotek varken ilamsız takip yapılamayacağı yönündeki şikayetin süresiz olarak yapılabileceği-
Türk Borçlar Kanunu'nun 586. madde hükmüne ve takip dayanağı kredi sözleşmesi içeriğinde adı geçen şirketin kefaletinin müteselsil olduğunun yazılmasına, kendi kefalet borcunun teminatı olarak ipotek vermemiş olduğuna, ve borçluya yapılan ihtarın sonuçsuz kaldığı anlaşıldığına göre, alacaklının kefil olan şikayetçi şirket hakkında kredi borcu yönünden genel haciz yolu ile takip yapabilmesinin mümkün olduğu-
Üçüncü kişinin, hem asıl borç için ipotek vermesi, hem de asıl borca müteselsil kefil olması halinde, alacaklının o kişiye karşı, hem (asıl borçlu ile birlikte) ipotek veren üçüncü kişi sıfatı ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapabileceği, hem de ipotek limiti dışında kalan alacak bölümü için müteselsil kefil sıfatı ile genel haciz yolu ile takip yapabileceği- Kredi sözleşmesinin müteselsil kefillerinin, kendi kefaletlerinin teminatı olarak ipotek vermeleri halinde, asıl borçlu gibi haklarında öncelikle İİK'nun 45. maddesinde öngörülen rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılması gerektiği- Alacağın ipotekle karşılanmayan kısmı için müteselsil kefil aleyhine genel haciz yolu ile takip yapılabileceği- Borçlu kendi kefalet borcunun teminatı olarak ipotek vermemiş veya ilamsız icra takibine konu alacak, ipotekle karşılanmayan alacaklı kısmı ise önceden rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatılmadan önce müteselsil kefil aleyhine genel haciz yolu ile takip yapılabileceği- Müteselsil kefili olduğu borç için ayrıca ipotek alınmış ise, TBK. mad. 586 uyarınca alacaklının asıl borçluya takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilmesi için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkca ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerektiği-