Kredi borcunun teminatı olarak asıl borçlu şirket adına kayıtlı taşınmazlar üzerinde ipotek tesis edilmiş ise de, söz konusu ipotekler asıl borçlunun borcunu teminat altına almak üzere verilmiş olup, kefillerin kefalet borcunu teminen verilen bir ipotek bulunmadığı anlaşıldığından, ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar vermek gerekeceği-
Kredi borçlusu şirket hakkındaki itirazın kaldırılması isteminin, "asıl alacağın ipotekle teminat altına alındığı ve İİK. mad. 45 uyarınca önce rehne müracaat edilmesi gerektiği"nden bahisle reddine karar verilmesi kararı, "esasa ilişkin nedenlere dayanmadığı"ndan, alacaklı aleyhine %20 oranında tazminata hükmedilmesinin isabetsiz olduğu- Takip dayanağı kredi sözleşmesi içeriğinde, "kefaletin müteselsil olduğu"nun yazılmasına ve "ipoteğin müteselsil kefillerin kefalet borcunun teminatı olarak tesis edilmediğ"inin anlaşılmasI karşısında, kefil olan borçlular hakkında genel haciz yolu ile takip yapılabileceği- Kredi sözleşmesine dayanılarak genel haciz yoluyla müşterek borçlu ve müteselsil kefil olan borçlular hakkında genel haciz yolu ile ilamsız takip yapılmasına İİK'nun 45. maddesi uyarınca engel bir hal bulunmadığından, mahkemece bu borçlular yönünden "itirazın kaldırılmasını sağlayan nitelikte bir belge bulunup bulunmadığı" incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, hem asıl alacak hem de kefaletin güvencesi olarak ipotek verildiğinden söz edilerek itirazın kaldırılması isteminin reddine ve %20 orandan tazminata karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Davalı İ. S.'in, alacağını temlik eden banka ile davalı asıl borçlu E.T. Ltd. Şti arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde müşterek borçlu müteselsil kefil olduğu , aynı zamanda taşınmazını banka lehine ipotek ettiği, ipoteğin asıl borçlu şirketin bankaya olan borçlarının teminatı olarak tesis edildiği, davalı İ. S.'in kefaletinin teminatı olmadığı anlaşıldığından davalı İ. S. hakkında ilamsız icra takibi başlatılmasının İİK'nun 45.maddesine aykırılık teşkil etmediği dikkate alınarak davalı kefilin sorumlu olduğu borç miktarı tespit edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Alacağı çek, poliçe veya emre muharrer senede müstenit olan alacaklı, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile, bu bölümdeki hususi usullere göre haciz yolu ile veya borçlu iflasa tabi şahıslardan ise iflas yolu ile takipte bulunabileceğinden çek bedellerinin ipotekle teminat altına alındığı gerekçesi ile avalistlerin ihtiyati hacze itirazlarının kabulü doğru olmadığı gibi dosyada mevcut çekin incelenmesinde bankaya ibraz ile karşılıksız şerhi verildiği de sabit olduğundan ipotek akit sözleşmesinde çeklerden birinin vadesinde ödenmemesi halinde diğer çeklerin muaccel hale geleceği de hüküm altına alınmış olmakla ihtiyati haciz koşullarının da oluştuğu-
İtirazın iptali davası-
İhtiyati hacze itiraz istemine ilişkin davada, kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebileceğinden, asıl borçluya yönelik bir istem olmaması ve alacağın ipotekle temin edildiğinin tespit edilmiş olması karşısında, resmi ipotek senedi ve akit tablosu getirtilerek ipoteğin asıl borçlunun borcunun temini için mi yoksa kefilin kefaleti için mi verildiğinin tespiti ile sonucuna göre karar vermek gerektiği-
İpoteğin asıl borçlunun borcunu teminen tesis edildiğinin anlaşılması halinde müteselsil kefil hakkında ihtiyati haciz kararı verilebileceği-
İİK'nun 45. maddesi hükmüne, Yargıtay ilamında belirtilen bozma sebepleri çerçevesinde işlem yapılarak karar verilmiş olup, bozma ile kesinleşen hususların yeniden temyiz sebebi yapılmasına usul hükümlerinin elvermediği-
Rehin tutarının borcu ödemeye yetmediği durumlarda, bu kısım için ihtiyati haciz talebinde bulunulabileceği-