Mahkemece muris muvazaası üzerinde durulmuş, ehliyetsizlik hukuksal nedeni yönünden bir araştırma yapılmış olmadığından; öncelikle miras bırakanın tedavi gördüğü tüm sağlık kuruluşlarından tedavisiyle ilgili belge, hasta tabela ve müşahade kağıtları ile grafilerinin getirtilmesi, murisin akit tarihinde hukuki ehliyetinin bulunup bulunmadığının saptanması bakımından 2659 Sayılı Yasa'nın 7. ve 16. maddesi hükümleri uyarınca Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesinden rapor alınması, miras bırakanın temlik sırasında hukuki ehliyete haiz olduğunun anlaşılması durumunda, muris muvazaası iddiası ile tenkis isteğinin değerlendirilmesi gerekeceği-
Miras bırakanın başka taşınmazları yönünden yapmış olduğu temlikler nedeniyle, muris muvazaası ve tenkis isteklerine ilişkin açılmış davalar bulunduğundan; mahkemece miras bırakanın gerçek iradesinin tespiti açısından anılan dava dosyaları incelenip değerlendirilmesinin gerekeceği-
Çekişme konusu 289 ada, 5 parsel sayılı taşınmazda bağış yoluyla ½ payı iktisap eden ikinci eşin ölümü üzerine yeniden miras bırakana intikal eden 1/2 payın ¼ 'ü üzerinden davacıların miras payı oranında iptal tescile karar verilmesi gerekirken 5 sayılı parselin 1/4 payı üzerinden iptal tescile karar verilmesi doğru olmadığı gibi miras bırakan tarafından aktif ve pasif malvarlığı araştırılmadan ve davacıların 3 nolu bağımsız bölümde temlik edilen ¼ payı ve 5 sayılı parselde de yine ½ payın ¼ 'i üzerinden miras payları oranında terekeye döneceği gözetilmeden tenkis hesabı yapılmasının doğru olmadığı-
Mirasbırakanın 7 parça taşınmazını, akitle torunu olan davalıya ölünceye kadar bakma akdiyle temliki işleminin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu-
Taşınmazın akitteki bedeli ile temlik tarihindeki gerçek değeri arasında fark bulunsa da, anılan bu hususun tek başına muvazaanın kanıtı sayılamayacağı, davalının sağladığı bakım ve desteğin yarattığı minnet duygusu dikkate alındığında satışın gerçek değer üzerinden yapılmamasının mal kaçırma amacıyla hareket edildiği anlamını doğurmayacağı-
Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların gözönünde tutulması gerekeceği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin davada bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesinin büyük önem taşıdığı; bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk olduğu-
Murisin bekar olduğu, davalıların anne ve babası ile birlikte aynı binada altlı üstlü oturduğu, kanser hastası olduğu, ölümüne kadar murisle davalıların ilgilendikleri; aynı apartmanda oturan ve tanık olarak dinlenen kişilerin beyanları da davalıların savunmalarını teyit eder nitelikte olduğundan miras bırakanın yapmış olduğu temlikle ilgili olarak gerçek amaç ve iradesinin mirastan mal kaçırmak olmadığı ve bu amaçla temlikin gerçekleştirilmediği-
Muris muvazaası kanıtlandığında işlemin baştan itibaren hüküm ifade etmeyeceği, davacının mirasın intikaliyle birlikte hak sahibi olacağı ve kayıt maliki olunmayan döneme ilişkin ecrimisil de istenebileceği-
Murisin ölüm tarihinden 3 yıl önce rahatsızlanıp bakıma muhtaç hale geldiği, öldüğünde 90 yaşında olan murisin gerek sağlık yönünden gerekse beşeri, her türlü ihtiyaçlarının davalı tarafından karşılandığı, ayrıca yine davalı tarafından bakıcı tutulmak suretiyle murisin bakımının da temin edildiği; satış bedelinin mutlaka para olması zorunlu olmayıp semenin belirli bir hizmet veya başka türlü bir yardım da olabilmesi mümkün olduğundan mirasbırakanın davalıya yapmış olduğu pay temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amacıyla yapıldığının kabul edilemeyeceği-