Muris adına tapuda ferağ verildikten kısa bir süre sonra davalıya satıldığı, keşif sonucu alınan bilirkişi raporuna göre ise akit tarihindeki gerçek değerin çok yakın olduğu; muris adına kayıtlı geride arsa ve bağımsız bölüm nitelikli taşnmazlar bulunduğu, dava dışı mirasçının tanık olarak alınan beyanında, ‘taşınmazın kamulaştırma bedelinin muris tarafından harcandığını, daha sonra kamulaştırmadan vazgeçilmesi nedeniyle murisin parasının bulunmadığını ve mirasçılara satın alması için teklif ettiğini, davacılar ve kendisi tarafından kabul edilmeyince davalının bedelini Hazineye ödeyerek satın aldığını’ söyleyerek davalının savunmasını doğrulamış olduğu görüldüğünden, mirasbırakanın yapmış olduğu temlikle ilgili olarak gerçek amaç ve iradesinin mirasçıdan mal kaçırmak olmadığının ve bu amaçla temlikin gerçekleştirilmediğinin kabul edilmesinin gerekeceği, hal böyle olunca, açılan davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Miras bırakanın davalıya yapmış olduğu pay temlikinin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanmak suretiyle davacıların miras payı oranında davanın kabul edilmiş olmasında bir isabetsizliğin olmadığı-
Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkının gündeme geleceği, böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihinin kullanmasının söz konusu olamayacağı, daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmayacağı, o zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca sür'atle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, tercih hakkının kullanıldığı gündeki fiatlara göre değerinin belirlenmesinin ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmesinin gerekeceği-
Dava konusu parselin temlikinde davalı N bir dahli bulunmadığı sabit olup bedelin vekil ve K'den tahsiline karar verilmesi gerekirken bu taşınmazla ilgili bedelden N’ nin de sorumlu tutulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Tapu iptal davacısı ile miras bırakanı arasında düzenlenen ölünceye kadar bakma sözleşmesinin gerçek ve samimi olduğu, bakım borçlusunun edimini yerine getirdiği kabul edildiğine göre işlemin bağış niteliğinde veya muayyen mal vasiyeti niteliğinde olduğu düşünülemez ve bu tür gerçek akitlerde tenkis koşullarının oluştuğundan söz edilemez. Tenkis isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Vasiyet konusu taşınmazda miras bırakanın davalıya vasiyet ettiği ¼ pay dışında, kendisinden önce vefat eden eşi adına da ¼ payın kayıtlı bulunduğu görülmektedir. Bu husus tenkis hesabında dikkate alınmamıştır. Miras bırakanın terekesinde mevcut eşinden irsen edindiği pay da gözetilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olmasının hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Çekişme konusu taşınmazın 3. kişiden satın alındığı tarihte davalının kendi banka hesabından parayı miras bırakanın banka hesabına havale ettiği, bunun da davalının savunmasını doğruladığı, kaldı ki, miras bırakanın anne ve babasından mal kaçırması için bir nedeninin bulunmadığı, muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı açıktır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Mirasçılardan bazıları tarafından imzalanan ve dosyaya ibraz edilen "miras sözleşmesi akdi" başlığını taşıyan belgede çekişmeli taşınmazların belge tarihine kadar yapılan ödemeler sebebiyle davalıya verildiği belirtilmiştir. Mahkemece, anılan belgenin davaya etkisinin ne olduğu veya ne olacağı üzerinde durulmamış, bu konuda gerekli irdeleme ve değerlendirme yapılmamıştır. O halde, anılan belgenin de değerlendirilerek davaya etkisinin ortaya konulması, ondan sonra karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm tesisinin hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Dosyadaki bilgi ve olgulardan, miras bırakanın yapmış olduğu temlikle ilgili olarak gerçek amaç ve iradesinin mirasçıdan mal kaçırmak olmadığı- bakım karşılığı olduğu- görülmekle davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü konusunda hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Satışa konu edilen bir malın devrinin belirli bir semen karşılığında olacağı kuşkusuzdur; ancak semenin bir başka ifade ile malın bedelinin ise mutlaka para olması şart olmayıp belirli bir hizmet veya bir emekte olabileceği-