Görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanun’nun 706, Borçlar Kanunu’nun 213 ve Tapu Kanunu’nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilecekleri-
Öncelikle dava dışı bankaya satılan 6 nolu bağımsız bölüm hakkında HUMK.'nun 186. maddesi (6100 S. HMK.'nun 125. maddesi) hükmü uyarınca davacı tarafa seçimlik hakkı hatırlatılarak davayı ne şekilde sürdüreceklerinin sorulması ve bu yöndeki usulü eksikliğin giderildikten sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi için kararın bozulması gerekeceği-
Uyuşmazlığın sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesinin davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün, diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlı olduğu; gizlenen gerçek irade ve amacın tespitinin ve aydınlığa kavuşturulmasının genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesinin de büyük önem taşıdığı; bunun için de, Ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığının, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı hususlarının araştırılmasında ve satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki farkın, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunlu olduğu; hal böyle olunca, işin esası bakımından ilgili ilkeler çerçevesinde araştırma yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkının gündeme geleceği, böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihinin kullanmasının söz konusu olamayacağı, daha önce bir tercihten söz edilmişse sonucun doğurmayacağı, o zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca sür'atle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, tercih hakkının kullanıldığı gündeki fiatlara göre değerinin belirlenmesinin ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak NAKTİN ödetilmesine karar verilmesinin gerekeceği-
Davayı kabul eden davalının yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının istisnası ise HUMK'un 94/2. maddesinde düzenlenmiş olup, anılan düzenleme gereğince; davayı kabul eden davalının hal ve vaziyeti ile aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermemiş olması, diğer taraftan ilk celse (en geç ilk celse) davayı kabul etmiş olması halinde, davalının yargılama masraflarına mahkum edilemeyeceği, ancak bu iki şartın birlikte mevcut olmasının arandığı-
Muris muvazaasında görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilecekleri-
Muris muvazaası iddiasına dayalı davaların, terekeye karşı yapılan haksız fiil niteliğini taşıdığından herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi olmaksızın her zaman açılabileceği-
Paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terkedildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlığın M.K`nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılacak davaların temlik alan kayıt maliki aleyhine açılmasının gerekeceği; tapu sicil müdürlüğünün taraf sıfatı olmadığı-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalar mirasbırakanın mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla aslında bağış olduğu halde satış biçiminde temlik etmesi durumunda, muvazaalı işlemden dolayı hakkı zedelenen mirasçısının 1.4.1974 tarih, 1/2 sayılı İ.ları Birleştirme Kararına dayanarak açtığı davalardan olup; bu tür bir davanın temlik alan kişi aleyhine açılacağı kuşkusuz olup, eldeki davada kayıt malikine yöneltilmiş ise de, gereği olmadığı halde tapu sicil müdürlüğünün de davalı gösterildiği; oysa yapılan temlik işleminde tapu sicil müdürlüğünün bir dahli veya kusuru söz konusu olamayacağı-