Senet (çek) üzerinde yazılı olan «teminattır», «teminat için», «teminat senedi», «bedeli teminat olarak verilmiştir» vb. yazılarının (kayıtlarının) -ayrıca bir belge (protokol) ile, senedin neyin teminatı olduğu belgelendirilmeden- senedin niteliğine etkili olmayacağı ve takibin durdurulmasına (iptaline) neden olmayacağı—
Miras bırakanın hukuki ehliyeti haiz olup olmadığı yönünde rapor istenmesi, bu konuda rapor verilemez ise ehliyetsizlik iddiası mahkemece değerlendirilerek sonuca varılması; ancak miras bırakanın ehliyetli olduğunun anlaşılmasından sonra muris muvazaası ile son kayıt maliklerinin iyi niyetli bulunup bulunmadıkları hususlarının değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması gerekeceği-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, çekişme konusu parselde mirasbırakan tarafından satış suretiyle davalıya temlik edilen pay üzerinden miras payı oranında kabul kararı verilmesi gerekirken, davalının üçüncü kişiden satın alma yoluyla edindiği pay da kabul kapsamına alınarak hüküm oluşturulamayacağı-
Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3 ncü kişinin bu tescile dayanamayacağı bu nedenle davalının ediniminde iyiniyetli olup olmadığının ilkeler doğrultusunda araştırılması gerekeceği-
Kural olarak ölünceye kadar bakma sözleşmesinde muris muvazaası bulunduğunun iddia edilmesinin her zaman mümkün olduğu, böyle bir durumda murisin gerçek iradesinin ne olduğunun araştırılacağı; bu iş yapılırken, murisin sözleşme tarihindeki yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile şartları ve elindeki mal varlığının dikkate alınacağı-
Mirasbırakanın bedelsiz olarak ve aslında bağış amaçlanmasına karşın satış biçiminde davalıya çekişmeli payı temlik ettiği belirlenerek davanın kabul edileceği ancak davada pay oranında iptal – tescil isteminde bulunulduğu halde istek aşılmak suretiyle tüm mirasçılar adına iptal ve tescil kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Miras bırakan tarafından çekişme konusu taşınmazın torununa yapılan temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun belirlenmek ve benimsenmiş ise davacının miras bırakanın kızı olması halinde yasal miras payının 3/16 olduğu ve bu durumda, taşınmazın murisin payına isabet eden bedelinin 3/16'sına hükmedilmesi gerektiği-
Tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkca gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa kararla daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olmasının zorunlu olacağı esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak olmayacağı-