Derdestlik nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Her bir mirasçının kendi hakkı yönünden üçüncü kişi sıfatıyla miras payı oranında tapu iptali-tescil isteğinde bulunabilmesine olanak vardır. Mahkemece, işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi yerine, yazılı biçimde hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların görünürdeki satış aktinin muvazaalı, gizli bağış sözleşmesinin ise yasada öngörülen biçim koşulunu taşımadığını, ileri sürerek dava açabilecekleri- Buradaki en önemli hususun murisin işlemi mirasçılarını aldatmak amacıyla yaptığı; aldatılmak istenen tüm mirasçıların muvazaalı işlem dışında kalan ve zararlarına işlem yapılan 3. kişi durumunda oldukları; muris muvazaasına dayalı davalarda dava konusu hak halefiyet yoluyla muristen geçmesine rağmen dava açma hakkı halefiyete dayanmayıp aleyhine haksız fiil işlenen mirasçının kendisine ait olduğu; bu tür olaylarda murisin iradesi ile mirasçının yararının çatıştığı; mirasçının burada murisin istediği bir davayı değil murisin iradesine karşı bir dava açtığı- Tüm bu nedenlerle; dava açan mirasçı ya da mirasçılar tereke elbirliği mülkiyetinde dahil olsa dahi pay oranında istekte bulunabilirler ve TMK 701 vd. maddelerinin uygulanması zorunluluğu yoktur.
Murisin vasiyetname ve miras mukavelesi şeklinde yapmış olduğu ölüme bağlı tasarruflar ile bağış gibi (Somut olayda gerçekleştiği gibi) sağlar arası tasarrufları Türk Medeni Kanunun 560 ila 571. maddeleri arasında öngörülen tenkis davasına konu edileceği-
Dosya içeriğine göre murisin tüm mirasçılarına kazandırmalarda bulunup, gerçek amacının mirasçılarından mal kaçırmak olmayıp mal varlığını mirasçıları arasında paylaştırmak olduğu görüldüğünden, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve pay oranında tescil isteğine ilişkin davanın reddi gerektiği; bir kısım mirasçıların kabul beyanlarının da, miras bırakanın temlik tarihindeki asıl amacını ve bu yönde gerçekleşen iradesini ortadan kaldırmayacağı-
«Muris muvazaası» sebebine dayalı iptal davalarının her zaman açılabileceği (Bu davalarda, «zamanaşımı» ya da «hak düşürücü» sürenin söz konusu olmadığı -
Muvazaanın objektif koşulları mevcut değilse de, mirasbırakanın mevduatında külliyetli miktarda nakit parasının bulunması ve davaya konu taşınmazı satmaya ihtiyacının bulunmaması, taşınmaz temlik edildikten çok sonra mirasbırakanın ölümüne kadar kullanmaya devam ettiği ve satışı vekâleten gerçekleştirenin ilk eşten olma çocuğu olduğu gözetildiğinde temlikteki amacın mirasçıdan mal kaçırma amaçlı olduğunun kabulü gerekeceği-
Tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde tenkis istemli davada, vekalet görevinin kötüye kullanılması yönünden gerekli araştırmanın yapılması, bu iddiaların kanıtlanamaması durumunda tenkis isteminin değerlendirilmesinin gerekeceği-
Ölünceye kadar bakma akdi ile yapmış olduğu ivazlı tasarruf niteliğindeki temliklerin tenkise tabi olmayacağı, koşullarının gerçekleşmesi halinde 1.4.974 tarih ½ sayılı İ.B.K. gereğince muris muvazaasına ilişkin tapu iptal ve tescil davasına konu teşkil edeceği-