Mirasbırakanın tam maliki olduğu on beş parça taşınmazı 05.08.1983 tarihinde davalı oğullarına 1/2 'şer paylı olmak üzere aslında bağış olmasına karşın satış biçiminde temlik ettiği satış sırasında gösterilen bedellerle taşınmazların gerçek değerleri arasında açık fark bulunduğu, miras bırakanın satma ihtiyacını gösteren makul bir neden bulunmadığı halde malvarlığını elden çıkardığı,davacının kız çocuğu olduğu ve ilk temlikten sonra 527 parseldeki 1/2 payın dava dışı G..A.Ş.'ne 1135 parselin ise davalı Y.'a devredildiği anlaşılmakla 527 ve 1135 parsel dışındaki taşınmazlar bakımından pay oranında iptal ve tescile karar verilmesi gerekeceği-
Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne karar verilmiştir. İddianın içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibarıyla davacının taraf muvazaası hukuksal nedenine dayanmaktadır. Bu tür bir iddianın kanıtlanabilmesi, 05.02.1947 tarih, 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince yazılı delille kanıtlanması koşuluna bağlıdır. Davacı herhangi bir yazılı delil sunmadığına göre davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Tenkis isteğine ilişkin davada, vasiyetnamede murisin ikametgah adresinin Bursa ili olduğu belirtilse de, davaya, mirasbırakanın yerleşim yeri adresi olan Mudanya'da,Mudanya Asliye Hukuk Mahkemesince bakılması gerekeceği-
Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesinin de büyük önem taşıdığı ve bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk bulunduğu-
Kısa ve gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulmuştur. Bu çelişkinin giderilmesi ve yeni bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekeceği-
Murisin sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmış olması halinde mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden, olayda 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanamayacağı-
"Muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaanın, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü olduğu; söz konusu muvazaada miras bırakanın gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istediği- Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilecekleri-Öte yandan, murisin sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmış olması halinde mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden, olayda 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İ.ları Birleştirme Kararının uygulanamayacağı-Somut olayda, murisin, dava dışı mirasçıları da dahil olmak üzere tüm mirasçılarına sağlığında mal ya da başka bir hak kazandırıp kazandırmadığı, kazandırmış ise bu kazandırmalarda hak dengesini gözetip gözetmediği yeterince araştırılmamış; davacıya verdiği savunulan bir kısım taşınmazların kayıtlarının da dosyaya getirtilmediği-
Muris muvazası hukuksal nedeniyle açılmış tapu iptali ve tescil davasında davacının kendi payı davaya konu olup dava sırasında ölen annesinin payı dava konusu olmadığı halde anne payının da kabul kapsamında değerlendirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığında gizli bağış sözleşmesi de T. Medeni Kanunu'nun 706, Borçlar Kanunu'nun 213 ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği-