Dosya içeriğine göre, miras bırakan tarafından davalı yararına yapılan karşılıksız bedel temlikinin bulunduğu ispatlanamadığından tenkis davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkin davanın 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 12/3. maddesi uyarınca davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmişse de, kadastro tespit tutanağında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz edilemeyeceği ve dava açılamayacağından tutanağın tanziminden sonra doğan haklara ilişkin açılan davalarda hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı-
Tapu iptali ve terekeye iade istekli davanın mirasbırakanın mirasçılarından biri tarafından açıldığı, ancak davacının, mahkemenin kendisine verdiği süre içerisinde terekeye temsilci tayini için sulh hukuk mahkemesinde dava açtığı ve halen derdest bulunduğu; hal böyle olunca, 6100 sayılı HMK'nın 115/2. maddesi çerçevesinde sulh hukuk mahkemesindeki davanın sonuçlanmasının beklenmesi, ondan sonra işin esasının değerlendirilmesi gerekeceği-
Doğru sicil oluşturma ilkesi gözetilerek, üzerinde işlem yapma kabiliyeti bulunmayan parsel hakkında infazı mümkün olmayacak şekilde karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Mirasbırakanın gerçek irade ve amacının mirastan mal kaçırmak olduğu, bir başka ifadeyle temliklerin muvazaalı olduğu saptanmak suretiyle karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
Ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin davada; miras bırakana ait raporlar, reçeteler grafiler, hasta müşahade kağıtları temin edilerek 2659 sayılı Yasanın 7 ve 16. maddesi gereğince, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulundan rapor alınacağı, murisin hukuki ehliyete sahip olmadığının belirlenmesi halinde ehliyetsizlik iddiası bakımından pay oranında istekte bulunulamayacağı; aksi halde ise muris muvazaasına dayalı istek yönünden değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mirasbırakanın erkek evladı olan davalıya yapmış olduğu pay temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak gerçekleştirildiğinin kabulü gerekeceği-
Mahkemece, miras bırakanın çekişme konusu taşınmazlardaki paylarını kızları davalılara temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenerek ve son kayıt maliki dahili davalının da, Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı tespit edilerek davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik olmadığı-
Taşınmazın çıplak mülkiyetinin satın alınması hayatın olağan akışına uygun düşmediği gibi, taşınmazı satan kimsenin edindiği para ile kredi kartı borçlarını, varsa başka borçlarını ödememiş olması, temlikten kısa bir süre sonrası ihtiyaç kredisi alması ve ardından ölmesine rağmen terekeden para çıkmaması hususları değerlendirildiğinde, temlikin bedelsiz, mirasçılardan mal kaçırma ve muvazaalı olduğu-