Doğru sicil oluşturma ilkesi gözetilerek, üzerinde işlem yapma kabiliyeti bulunmayan parsel hakkında infazı mümkün olmayacak şekilde karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Mirasbırakanın gerçek irade ve amacının mirastan mal kaçırmak olduğu, bir başka ifadeyle temliklerin muvazaalı olduğu saptanmak suretiyle karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
Ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin davada; miras bırakana ait raporlar, reçeteler grafiler, hasta müşahade kağıtları temin edilerek 2659 sayılı Yasanın 7 ve 16. maddesi gereğince, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulundan rapor alınacağı, murisin hukuki ehliyete sahip olmadığının belirlenmesi halinde ehliyetsizlik iddiası bakımından pay oranında istekte bulunulamayacağı; aksi halde ise muris muvazaasına dayalı istek yönünden değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mirasbırakanın erkek evladı olan davalıya yapmış olduğu pay temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak gerçekleştirildiğinin kabulü gerekeceği-
Mahkemece, miras bırakanın çekişme konusu taşınmazlardaki paylarını kızları davalılara temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenerek ve son kayıt maliki dahili davalının da, Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı tespit edilerek davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik olmadığı-
Taşınmazın çıplak mülkiyetinin satın alınması hayatın olağan akışına uygun düşmediği gibi, taşınmazı satan kimsenin edindiği para ile kredi kartı borçlarını, varsa başka borçlarını ödememiş olması, temlikten kısa bir süre sonrası ihtiyaç kredisi alması ve ardından ölmesine rağmen terekeden para çıkmaması hususları değerlendirildiğinde, temlikin bedelsiz, mirasçılardan mal kaçırma ve muvazaalı olduğu-
Zaman geçmekle veya kabulle geçerli hale gelmesi mümkün olmayan bir muvazaalı işlemde her zaman için kaydın temelinin yolsuz olması nedeniyle iptal isteminde bulunulmasının, bundan zarar gören kimsenin yasal hakkı olduğu- Süre geçmekle muvazaalı işlemin taraflarının kazanılmış her hangi bir haklarından söz edilemeyeceği ve davacıların miras bırakanın ölümünden itibaren uzun süre dava açmamış olmaları ve taşınmazın değer kazanması nedeniyle dava açmış bulunmalarının, TMK. 2'ye uygun düşmeyeceği yönündeki görüşün isabetsiz olduğu-
Tasarruf edilebilir kısım ve saklı paya elatma olup olmadığının, terekenin bütün olarak ölüm tarihine göre tespit edilmesiyle mümkün olacağı-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve miras payı oranında tescil, olmadığı takdirde tenkis isteklerine ilişkindir. Terekeye temsilci atanmıştır. Yalnız bu temsilci davayı takip etmesi için avukata yetkiyi verirken tereke temsilcisi sıfatıyla değil şahsı adına vermiştir. Bu durumda yetkisiz vekil aracılığıyla davanın sürdürülmesi mümkün olmayacağından, tereke temsilcisine bu yetkiyi vermesi konusunda uyarılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken anılan hususun göz ardı edilerek yetkisiz vekil vasıtasıyla davanın sürdürülerek esas hakkında karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
İki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer tarafın seçim hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebileceği-