Miras bırakan tarafından davalıya yapılan pay temlikine konu resmi akit getirtilmediği gibi, miras bırakanın başkaca malvarlığının olup olmadığı, sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı ve o tarih itibariyle davalının alım gücünün olup olmadığı hususlarının araştırılmadığı; bu nedenle belirtilen konular hakkında araştırma ve inceleme yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacı tarafın iddiasını kanıtlar nitelikte delil bildiremediği, aynı tarihli akitle iki taşınmazın birlikte temlik edilmiş olması muvazaa olgusunun kanıtı olarak kabul edilmiş ise de bu gerekçenin tek başına temliki işlemin muvazaalı olduğu sonucuna götürmediği, saptanan gerçek bedel akitte gösterilen bedelden çok fazla ise de; salt bedeller arasındaki aşırı oransızlığın tek başına muvazaanın delili olmayacağı, ayrıca mirasbırakanın davalı oğlunu tercih etmesini gerektirir somut bir belge ve bilgi de sunulamadığı, bu nedenlerle mirasbırakanın satış akdiyle yaptığı temlikinin gerçek iradesini yansıttığı-
Muris muvazaasına ilişkin davalarda, adil ve doğru bir çözüme ulaşılabilmesi için, davalıya yapılan temlikin miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlı olduğu, bu nedenle ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasının zorunlu olduğu-
Mirasbırakan ile davalı arasında yapılan satış sözleşmesinde çekişmeli taşınmazın satışına ilişkin yükümlülüklerin belirlendiği, buna istinaden davalının kararlaştırılan tarihlerde satış bedelini miras bırakanın banka hesabına yatırdığı fakat bu hususun mahkemece değerlendirilmediği, ayrıca murisin diğer çocukları ile olan beşeri ilişkileri, mal satmaya ihtiyacı olup olmadığı ve başka taşınmazları bulunup bulunmadığının da yeterince araştırılmadığı, bu nedenlerle mirasbırakanın gerçek irade ve amacının duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması gerekeceği-
Davacının miras bırakının kızı, davalıların ise murisin oğulları ve gayri resmi birlikte yaşadığı kişi olduğu; miras bırakanın varlıklı ve zengin bir kişi olup satış ihtiyacının bulunmadığı, davalının ev hanımı olduğu ve alım gücünün bulunmadığı, diğer davalıların da alım güçlerinin bulunduğunun sabit olmadığı, satış bedeli ile gerçek bedel arasında fahiş fark bulunduğu, bu nedenlerle miras bırakanın dava konusu taşınmaz paylarını ( kat irtifakı tesisi ile bağımsız bölümleri) temlikteki gerçek iradesinin, mal kaçırmak olduğu-
Taraflar arasındaki çekişmenin çözüme kavuşturulabilmesi bakımından hukuki ehliyetsizliğin kamu düzeni ile ilgili olduğu göz önüne alınarak inceleneceği, tarafların bu yönde bildirecekleri tüm delillerin toplanacağı varsa miras bırakana ait sağlık kurulu raporlarının, hasta müşahede kâğıtlarının ve reçetelerin istendikten sonra, tüm dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderileceği, akit tarihinde mirasbırakanın ehliyetli olup olmadığı yönünde rapor alınacağı, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde, davada dayanılan diğer hukuki neden olan muris muvazaası yönünden araştırma yapılması gerekeceği-
Dava konusu taşınmazda davacılara temlik edilen pay ve çekişmeye konu edilen miras payı üzerinden belirlenecek (harcı da ikmal edilen) dava değeri üzerinden harç ve vekalet ücretinin hüküm altına alınması gerekirken çekişmeli bağımsız bölümlerin tamamı değerine göre yüksek harç ve avukatlık parasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Miras bırakana ait taşınmazın satış bedelinin davalılara ödendiği; muris tarafından yapılan işlemin, elden bağış (gizli bağış) niteliğini taşıdığı, koşullarının varlığı halinde bu olgunun tenkis davasına konu olabileceği-
Miras bırakan bakımından, miras bırakanın sağlığı ile ilgili tüm belge, rapor, hasta müşahade evraklarının temin edilip Adli Tıp Kurumundan ehliyet konusunda rapor alınacağı, ehliyetli ise muris muvazaası yönünden inceleme yapılacağı, ehliyetsiz ise davanın kabul edileceği, davalı bakımından ise aktin yapıldığı tarih itibarı ile yine Adli Tıp Kurumundan rapor alınacağı, hukuki ehliyete haiz olmadığının anlaşılması halinde davalıya yapılan temlikler bakımından iptal kararı verileceği, ehliyetli ise toplanan tüm deliller birlikte değerlendirerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Miras bırakanın ölüm tarihine göre terekesinin el birliği mülkiyetine tabi olduğu ve dava dışı mirasçıların bulunduğu, davacıların terekeye iade değil payları oranında istekte bulundukları, saptanan ehliyetsizlik durumunun yapılan temliki olumsuz etkileyeceğinden muvazaa yönünden bir araştırmaya da gerek kalmayacağı, ayrıca davanın tüm iştirakçilerin katılımıyla ve terekeye iade şeklinde açılmadığından böyle bir isteğin dinlenilme olanağının da bulunmadığı-