Davacının murisin kızı, davalıların ise murisin ölen oğlunun mirasçıları oldukları, miras bırakanın dava konusu dairenin dava dışı kişiden satın aldığı, murisin dava konusu dairenin alımı nedeni ile borç aldığı, bu borcu 2 sene sonra ödeyeceğini taahhüt ettiği, anılan noter senet alacaklısı mirasçılarının tanık olarak beyanlarında, söz konusu borcu kısmen davalılar murisinin ödediği, borç ödendiğinde taşınmazın davalılar murisi adına geçeceğinin kararlaştırıldığı, borç tamamen ödenmese de devrinin yapıldığı, bu nedenle çekişme konusu taşınmazın miras bırakan tarafından, davalılar murisine temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olmadığı-
Miras bırakanın mirasçılık belgesinde belirlenen tek mirasçısı olan davacının, yargılama sırasındaki ölümü ile şahsiyetinin son bulduğu; bu nedenle davada yer alan dahili davacılar adına miras payları oranında tescile karar verilmesi gerekeceği-
Miras bırakanın fiil ehliyetinin bulunup bulunmadığı konusunda rapor alınacağı, tarafların tüm delillerinin toplanacağı, soruşturmanın eksiksiz olarak tamamlanacağı, miras bırakanın ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde ise, diğer muris muvazaası iddiasının araştırılıp değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekeceği-
Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davaların dışında ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması vs. gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları; mirasçılardan birisinin ya da birkaçının terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların davaya muvafakatlerinin sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği-
Murisin dava konusu taşınmazı diğer mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla değil, evlilik hediyesi olarak verdiğinin kabulü ile muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Miras bırakan tarafından davalıya yapılan pay temlikine konu resmi akit getirtilmediği gibi, miras bırakanın başkaca malvarlığının olup olmadığı, sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı ve o tarih itibariyle davalının alım gücünün olup olmadığı hususlarının araştırılmadığı; bu nedenle belirtilen konular hakkında araştırma ve inceleme yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mirasbırakanın temlik tarihinde 73 yaşında olduğu, murisle davalı tarafın ilgilendiği, ölünceye kadar bakma akitlerinin ivazlı akitlerden olup davalının bakım borcunu yerine getirdiği, temlikin gerçek bakım karşılığı olduğu mal kaçırmanın amaçlanmadığının kabulü gerekeceği-
Davacı tarafın iddiasını kanıtlar nitelikte delil bildiremediği, aynı tarihli akitle iki taşınmazın birlikte temlik edilmiş olması muvazaa olgusunun kanıtı olarak kabul edilmiş ise de bu gerekçenin tek başına temliki işlemin muvazaalı olduğu sonucuna götürmediği, saptanan gerçek bedel akitte gösterilen bedelden çok fazla ise de; salt bedeller arasındaki aşırı oransızlığın tek başına muvazaanın delili olmayacağı, ayrıca mirasbırakanın davalı oğlunu tercih etmesini gerektirir somut bir belge ve bilgi de sunulamadığı, bu nedenlerle mirasbırakanın satış akdiyle yaptığı temlikinin gerçek iradesini yansıttığı-
Muris muvazaasına ilişkin davalarda, adil ve doğru bir çözüme ulaşılabilmesi için, davalıya yapılan temlikin miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlı olduğu, bu nedenle ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasının zorunlu olduğu-
Davacının miras bırakının kızı, davalıların ise murisin oğulları ve gayri resmi birlikte yaşadığı kişi olduğu; miras bırakanın varlıklı ve zengin bir kişi olup satış ihtiyacının bulunmadığı, davalının ev hanımı olduğu ve alım gücünün bulunmadığı, diğer davalıların da alım güçlerinin bulunduğunun sabit olmadığı, satış bedeli ile gerçek bedel arasında fahiş fark bulunduğu, bu nedenlerle miras bırakanın dava konusu taşınmaz paylarını ( kat irtifakı tesisi ile bağımsız bölümleri) temlikteki gerçek iradesinin, mal kaçırmak olduğu-