Dava konusu taşınmazlarda davacıların miras payına karşılık gelen değer üzerinden harç, yargılama gideri ve yargılama giderinden sayılan avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken; bütün taşınmazların toplam değeri üzerinden harç, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin hesaplanmasının doğru olmadığı her davalının kendisine devredilen eldeki davada iptal veya tazminata konu olan taşınmaz bakımından sorumlu tutulması gerekirken tüm taşınmazların toplam değeri üzerinden davalıların eşit miktarda sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Muvazaa ile ilgili davaların genel mahkemelerde görülmesi gerekip aile mahkemelerinin görev alanı dışında kaldığı-
Çekişme konusu parseller bakımından miras bırakanın temlik ettiği paylar yönünden davacının miras payı oranında iptal-tescile karar verilmesi gerekirken, taşınmazların tamamı üzerinden hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
11.11.1994 günlü 4/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca süratle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, tercih hakkının kullanıldığı gündeki fiyatlara göre değerinin belirlenmesi ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak NAKTİN ödetilmesine karar verilmesinin gerekeceği-
Nispi muvazaada görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706, Borçlar Kanunu'nun 213 ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği-
Mirasbırakanın tam maliki olduğu on beş parça taşınmazı 05.08.1983 tarihinde davalı oğullarına 1/2 'şer paylı olmak üzere aslında bağış olmasına karşın satış biçiminde temlik ettiği satış sırasında gösterilen bedellerle taşınmazların gerçek değerleri arasında açık fark bulunduğu, miras bırakanın satma ihtiyacını gösteren makul bir neden bulunmadığı halde malvarlığını elden çıkardığı,davacının kız çocuğu olduğu ve ilk temlikten sonra 527 parseldeki 1/2 payın dava dışı G..A.Ş.'ne 1135 parselin ise davalı Y.'a devredildiği anlaşılmakla 527 ve 1135 parsel dışındaki taşınmazlar bakımından pay oranında iptal ve tescile karar verilmesi gerekeceği-
Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne karar verilmiştir. İddianın içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibarıyla davacının taraf muvazaası hukuksal nedenine dayanmaktadır. Bu tür bir iddianın kanıtlanabilmesi, 05.02.1947 tarih, 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince yazılı delille kanıtlanması koşuluna bağlıdır. Davacı herhangi bir yazılı delil sunmadığına göre davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Tenkis isteğine ilişkin davada, vasiyetnamede murisin ikametgah adresinin Bursa ili olduğu belirtilse de, davaya, mirasbırakanın yerleşim yeri adresi olan Mudanya'da,Mudanya Asliye Hukuk Mahkemesince bakılması gerekeceği-