Miras bırakanın ölüm tarihine göre terekesinin el birliği mülkiyetine tabi olduğu ve dava dışı mirasçıların bulunduğu, davacıların terekeye iade değil payları oranında istekte bulundukları, saptanan ehliyetsizlik durumunun yapılan temliki olumsuz etkileyeceğinden muvazaa yönünden bir araştırmaya da gerek kalmayacağı, ayrıca davanın tüm iştirakçilerin katılımıyla ve terekeye iade şeklinde açılmadığından böyle bir isteğin dinlenilme olanağının da bulunmadığı-
Mirasbırakandan tüm mirasçılarına intikal eden taşınır taşınmaz mallar ve hakların araştırılacağı, tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgelerin mercilerinden getirtileceği, her bir mirasçıya nakledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınarak, paylaştırma kastı bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması gerekeceği-
Taşınmazın düğün hediyesi olarak kendisine verildiği yolundaki davalı beyanı karşısında temlikin bedelsiz yapıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de; miras bırakanın gerçek iradesi saptanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Her iki dava dosyasının birlikte değerlendirilerek ve gerektiğinde birleştirilerek görülmesi ve anılan bozma kararında belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak miras bırakanın temlikleri yapmasındaki gerçek iradesinin belirlenmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davalıların miras bırakandan edindikleri payların yansıtıldığı imar parselleri üzerinden iptal ve tescile hükmedilmesi gerekirken, sicil kaydı kapatılan ve işlem yapma ve hukuki varlığı kalmayan kadastral parseller hakkında karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu; diğer taraftan dava miras payı oranında iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece de bu yönde karar verilmesi gerekirken, hem paylı mülkiyet hem de elbirliği mülkiyeti şeklinde tescile ilişkin hüküm kurulmuş olmasının da doğru olmadığı-
Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktan, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların gözönünde tutulması gerektiği- Dava konusu olayda miras bırakanın davalı gelinine yapmış olduğu temlikin bakım karşılığı olduğu, mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olmadığı, başka bir ifadeyle işlemin gerçek iradeyi yansıttığı anlaşıldığından, ivazlı akitlerde tenkisin de mümkün olmadığı gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerektiği- 
Bir taşınmaz üzerinde intifa hakkı varsa, intifa hakkı ile yükümlü olarak satılması gerekir. Dolayısıyla taşınmaz değerinin kararlaştırılmasında üzerindeki yükümlülükler göz önünde bulundurulur. Şüphesiz ki üzerinde intifa hakkı olan yâda olmayan taşınmaz değerleri aynı değildir. Dosyadaki veraset belgesine ve murisin ölüm gününe göre terekede davalının 2/6 intifa hakkı vardır. Terekenin değerlendirilmesinde yükümlü olduğu intifa hakkının gözetilmemesinin hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Muvazaada görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun 706, Türk Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilecekleri-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak ve muris adına tescil istemi ile açılan tapu iptal ve tescil davasıdır. Terekeye iade istemli dava açılmış olmasına rağmen davada tüm mirasçılar yer almamıştır. Dava konusu elbirliği mülkiyete konu olup tüm mirasçıların davaya katılımı sağlanıp taraf teşkil sağlandıktan sonra işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 1.4.1974 gün 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının mirasbırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması halinde uygulanabilirliğinin kabulü gerektiği-