Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davalarda diğer tüm davalarda olduğu gibi gerekçeli kararın tefhim edelin kısa kararla çelişmesi halinde hükmün bozulması gerekeceği-
6100 sayılı HMK'nun 324. maddesi uygulanmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken olayda uygulama yeri bulunmayan 6100 sayılı yasanın 114/1-g maddesinden söz edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Miras bırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Yasa uygulanacaksa bir aylık 4721 sayılı Yasa uygulanacaksa 3 aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderlerin de pasif olduğu, aktiften belirtilen borçların indirilmesinin net terekeyi oluşturacağı, tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tesbiti gerekeceği-
Kanundaki " mirasçının saklı payı dışında yerine getirilir" ifadesi davaya tenkis olarak devam edilmesini gerektireceği, davacının saklı payının terekenin ölüm günündeki durumuna göre hesaplanması, tenkis oranının bulunması, gerekmesi halinde davalılara tercih haklarının kullandırılması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekeceği-
Tenkis isteğine ilişkin davada, davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (SABİT TENKİS ORANI) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (MK.564) araştırılıp, bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmesi gerekeceği-
Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı iptal ve payları oranında mirasçılar adına tescil isteğine ilişkin olup, davacıların talepleri ile bağlı kalınarak, davalının mirasbırakandan edindiği pay yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı iptal ve payları oranında mirasçılar adına tescil isteğine ilişkin davada, davacıların talepleri aşılarak mahkemece davalı adına olan payın iptaline karar verilemeyeceği-
Mirasçılar arasında görülen muris muvazaasına dayanan tapu iptali ve tescil davasında; davacılar, tereke adına değil, kendi miras payları oranında iptal ve tescil isteğinde bulunduklarına ve bu yolla miras hakkı çiğnenen mirasçının kendi payı oranında iptal ve tescile karar verilmesi imkân dâhilinde bulunduğundan, böyle bir davada miras ortaklığının temsiline lüzum bulunmadığı-
Taşınmazın devrinden 12 yıl sonra açılan davanın hakkın kötüye kullanılması sayılacağı gerekçeleriyle davanın reddine karar verildiği; "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaanın, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü olduğu; söz konusu muvazaada miras bırakanın gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istediği- Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilecekleri- muris muvazaası iddiasına dayalı davaların, terekeye karşı yapılan haksız fiil niteliğini taşıdığından herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi olmaksızın her zaman açılabileceği- başka bir anlatımla muvazaalı işlemin hiçbir hüküm doğurmayacağı ve muvazaa nedeninin ortadan kalkması ya da bir zaman geçmesi ile görünürdeki batıl işlemin geçerli hale gelmeyeceği-