Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalar sonucunda verilen kararlar, yenilik doğurucu değil açıklayıcı nitelik taşımakta olup, bu kararların mirasbırakanın ölüm tarihi itibariyle hüküm ve sonuçlarını doğuracağı-
Keşiften sonra tazminata konu taşınmazın belirlenen değeri üzerinden tazminat miktarının artırıldığı yönünde davacı tarafın şüpheye yer vermeyecek şekilde açık bir ıslahının bulunmadığı gözetilerek dava dilekçesinde belirtilen değer üzerinden tazminata hükmedilmiş olmasında bir isabetsizlik olmadığı-
Çekişme konusu payın davalıya temlikinin 1971 yılında gerçekleştirildiği, miras bırakanın öldüğü 1981 tarihinden itibaren yaklaşık 30 yıldır dava açılmadığı, her ne kadar muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı açılan davalarda zamanaşımı ve hak düşürücü süre sözkonusu değil ise de; aradan bunca zaman geçtikten sonra dava açılmasının dürüst davranma kuralı ile bağdaşmadığı gibi muvazaa iddiasının da kanıtlanamadığı-
Dava konusu taşınmazların ifraz öncesi tedavüllü tapu kayıtlarının dosyada bulunmadığı, dolayısıyla taşınmazların murisle ilgisi olup olmadığının belli olmadığı, bu nedenle çekişme konusu taşınmazların ilk tesisinden itibaren tedavüllü kayıtlarının getirtileceği ve murisle ilgisinin olup olmadığı belirlenerek sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Muris muvazaası nedeniyle tapu iptal ve tescil, olmazsa tenkis davasında, tenkis isteği bakımından miras bırakanın gerçek iradesi ve amacının duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanması, anılan taşınmazı saklı payı zedeleme kastıyla temlik edip etmediğinin belirlenmesi ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmazın gerçek değeri ile akitteki değeri arasında fahiş fark bulunduğu, taşınmazın gerçek bedelinin ödendiğinin savunulmadığı, davalının alım gücünün tespiti açısından iddia ettiği kurumda çalıştığına ve emekli olduğuna ilişkin dosyaya hiç bir belge ibraz edilmediği, miras bırakanın cerrah doktor olarak Amerika'da çalışıp oradan emekli olduğu, ayrıca davacıların miras bırakana yurt dışından para gönderdiklerinin havale makbuzları ile sabit olduğu, dinlenen tanık ifadeleri de değerlendirildiğinde, miras bırakanın arasının iyi olmadığı çocuklarından mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak dava konusu taşınmazı davalı eşine temlik ettiği-
Davacının, yapılan tüm temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla muvazaalı olduğunu ileri sürerek iptal ve tescil isteğiyle dava açması sonucu bu iddiasını ispatlamakla yükümlü olacağı-
Muris muvazaası nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil davasında, murisin iradesinin önem taşıdığı ve gerçek amaç ve iradesinin mirasçıdan mal kaçırmak olmadığı ve bu amaçla temlikin gerçekleştirilmediği anlaşılıyorsa davanın reddi gerekeceği-
Tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada, murisin başka taşınmazlarının bulunup bulunmadığı, satış ihtiyacı olup olmadığı ve taraflarla olan beşeri ilişkileri üzerinde durularak, davalıların alım güçleri hususunda yeterli araştırma yapılması gerekeceği-
Uyuşmazlık murisin gerçekte bedelini bizzat ödeyip, üçüncü kişiden satın aldığı taşınmazı mirastan mal kaçırmak amacıyla tapu siciline yarar sağlamak istediği kişi (davalı) adına kaydettirmesi halinde 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulup bulamayacağı noktasında toplandığı, gerçekten, 1.4.1974 tarihli İBK konusu ve sonucu bölümü itibariyle, murisin kendi üzerindeki tapulu taşınmazlar yönünden yaptığı temliki işlemler için bağlayıcı olduğu, somut olayda olduğu gibi bedeli ödenerek "gizli bağış" şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İBK doğrudan bağlayıcı olmadığı, bunun yanı sıra, karara, yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı sağlanamayacağı-