Tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada, murisin başka taşınmazlarının bulunup bulunmadığı, satış ihtiyacı olup olmadığı ve taraflarla olan beşeri ilişkileri üzerinde durularak, davalıların alım güçleri hususunda yeterli araştırma yapılması gerekeceği-
Dava konusu taşınmazın gerçek değeri ile akitteki değeri arasında fahiş fark bulunduğu, taşınmazın gerçek bedelinin ödendiğinin savunulmadığı, davalının alım gücünün tespiti açısından iddia ettiği kurumda çalıştığına ve emekli olduğuna ilişkin dosyaya hiç bir belge ibraz edilmediği, miras bırakanın cerrah doktor olarak Amerika'da çalışıp oradan emekli olduğu, ayrıca davacıların miras bırakana yurt dışından para gönderdiklerinin havale makbuzları ile sabit olduğu, dinlenen tanık ifadeleri de değerlendirildiğinde, miras bırakanın arasının iyi olmadığı çocuklarından mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak dava konusu taşınmazı davalı eşine temlik ettiği-
Muris muvazaası nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil davasında, murisin iradesinin önem taşıdığı ve gerçek amaç ve iradesinin mirasçıdan mal kaçırmak olmadığı ve bu amaçla temlikin gerçekleştirilmediği anlaşılıyorsa davanın reddi gerekeceği-
Mirasbırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması halinde muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca uygulanabilirliğinin kabulünün gerekeceği-
Uyuşmazlık murisin gerçekte bedelini bizzat ödeyip, üçüncü kişiden satın aldığı taşınmazı mirastan mal kaçırmak amacıyla tapu siciline yarar sağlamak istediği kişi (davalı) adına kaydettirmesi halinde 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulup bulamayacağı noktasında toplandığı, gerçekten, 1.4.1974 tarihli İBK konusu ve sonucu bölümü itibariyle, murisin kendi üzerindeki tapulu taşınmazlar yönünden yaptığı temliki işlemler için bağlayıcı olduğu, somut olayda olduğu gibi bedeli ödenerek "gizli bağış" şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İBK doğrudan bağlayıcı olmadığı, bunun yanı sıra, karara, yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı sağlanamayacağı-
Mahkemece; tarafların gerçek iradelerinin açıklığa kavuşturulabilmesi için bakım alacaklısı olan murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumunun ne olduğu, içinde yaşadığı ailenin genel durumu, muris ile aile arasındaki ilişkiler, murisin elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın murisin tüm malvarlığına oranı araştırılarak temlikte bakıp gözetme koşulunun değil bağış amacının üstün tutulup tutulmadığının belirlenmesi gerekeceği-
Mirasbırakanın bedelini üçüncü kişiye ödeyerek sicil kaydının davalı adına tescilini sağlanmasının gizli bağış (elden bağış) niteliğinde olduğu-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkin olup mahkemece yapılan araştırma ve inceleme sonucunda; miras bırakanın çekişmeli taşınmazı ölünceye kadar bakma akti ile dava dışı oğluna, oğlunun da bilahare bacanağı olan davalıya satış suretiyle yapmış olduğu temlikin mirasçıdan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olmadığı belirlenmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik olmadığı-
Miras bırakanın, dava konusu taşınmazdaki binanın üçüncü katında eşi ile yaşamakta olduğu, emekli maaşı olduğu, böylece düzenli bir gelirinin bulunduğu, mal satmaya ihtiyacının olmadığı, çekişme konusu taşınmazın murisin tek mal varlığı olup üzerinde 3 katlı binanın yer aldığı, davacının murisin oğlu olduğu, davalının ise murisin ölen oğlunun karısı olduğu ve miras bırakan ile aynı binada farklı dairelerde oturdukları, davalının ölen eşinin emekli maaşı ile geçindiği, alım gücü bulunmadığı, önce taşınmazın bedelini murise elden ödemek suretiyle satın aldığını savunan davalının, daha sonra murisin bakımı ile ilgilendiğinden devrin düşük bedelle yapıldığını belirterek çelişkili beyanlarda bulunduğu, bu nedenlerle miras bırakanın dava konusu taşınmazı davalıya temlikindeki gerçek iradesinin mal kaçırmak olduğu-
Muris muvazaasına dayalı davalarda dava konusu hak halefiyet yolu ile muristen geçmesine rağmen, dava açma hakkı halefiyete dayanmayıp, aleyhine haksız fiil işlenen mirasçının kendisine ait haktan doğduğu, mirasçının yasal hakkını miras bırakana karşı korumaya çalıştığı, bu nedenle murisin isteğinin, murisin iradesine karşı bir dava açmak olduğu-