Sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmesi ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğinde, miras bırakan A.’in gerçekleştirdiği temliklerdeki, davalıların dava dışı kişilerden edindikleri paylar ile davacıların miras payları nazara alınarak her bir davacı adına iptal ve tescili gereken pay oranının gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle denetime elverişli olacak şekilde saptanması gerekeceği-
Tapu iptal ve tescil davasının taşınmazın aynına ilişkin olduğu, birden fazla taşınmazdan birinin bulunduğu yerde dava açılmasının mümkün olduğu, bu konudaki seçimlik hakkın davacıya bırakıldığı, yetki kuralının kamu düzenine ilişkin ve kesin olup mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerekeceği-
Tescil isteği tapu sicilinde mevcut eski kaydın iptali isteğini de kapsadığı gözetilerek davacının ayrıca tapu kaydının iptalini de dava etmesine gerek olmayacağı-
"Muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaanın, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü olduğu- Söz konusu muvazaada miras bırakanın gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istediği- Somut uyuşmazlıkta davacılar tanıkları ve davalılar tanıkları; miras bırakanın temlik tarihinde ekonomik durumunun iyi olduğunu, paraya ihtiyacının bulunmadığını, önemli sağlık sorunlarının olmadığını, temlik dışı taşınmazlarının bulunduğunu, çekişmeli taşınmazın halen S.il'in olarak bilindiğini, taşınmaz üzerinde bulunan besihaneyle S.il'in kardeşinin ilgilendiğini, bildirdikleri; R.A.nın S.il'in komşusu olup orta gelirli ve çiftçilikle geçimini sağladığı; satışı yapılan taşınmazın alıcısı tarafından kullanılmayıp satıcı S.il'in kardeşi tarafından kullanılması ve 450.000.-TL ipotekli taşınmazın orta gelirli çiftçi tarafından eldeki davanın açılmasından bir hafta önce satın alınmasının hayatın olağan akışına uygun olmaması- Bu durumda miras bırakanın haklı ve geçerli bir sebebi olmadığı, mal satmaya ihtiyacı bulunmadığı halde, mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak çekişmeli taşınmazı torunu S.il'e satış yoluyla temlik ettiği, S.il'inde eldeki davadan bir hafta önce taşınmazı ipotekli olarak komşusu R.A.'ye muvazaalı şekilde sattığı-
"Muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaanın, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü olduğu; söz konusu muvazaada miras bırakanın gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istediği- Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilecekleri; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesinin, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlı olduğu; gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulmasının genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesinin de büyük önem taşıdığı; bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk arz ettiği-
Tapusuz taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin devrine yönelik gizli sözleşmelerin hiçbir şekil şartına bağlı olmadığı-
Dinlenen tanık anlatımları ve yaptırılan zabıta araştırmasına göre, miras bırakanın mal satmaya ihtiyacının olmadığı, emekli olup, tarlalarından gelirinin bulunduğu, davalının inşaatlarda ve bahçe işlerinde ücretli çalıştığı, alım gücünün bulunmadığı, dava konusu parsel satıldığı halde, ara maliklerin taşınmazı kullanmadıkları, miras bırakanın devrettiği tarihten beri davalının tasarrufunda bulunduğu, miras bırakanın taşınmazı temlikteki gerçek iradesinin, mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu-
Davada yer almayan mirasçıların olurlarının alınacağı ve miras şirketine temsilci atanacağı, bu koşul sağlandıktan sonra miras bırakanın ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaalı olup olmadığının belirleneceği, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı araştırılarak bir karar verilmesinin gerekeceği-